"Sylvia mı?"Diye sordum,döndüğüm taraftan ona doğru çevirip bedenimi;yüzüne bakarak.O sırtını yatağın başlığına yaslamışken ben yastıkta yatarak onun anlatacağı şeyleri bekliyordum ama o cümleler bir türlü dilinden kopup dışarı çıkamıyordu,gözleri dolmuş ve hareleri hüzünle titremeye başlamıştı.
"Evet,"Diye mırıldandı ve o ismi,canı çok yanıyor gibi bir hisle dudaklarından çıkarttı."Sylvia."
"Taeyong'la ilgisi ne?"
Sorduğum her soru onu daha da yaralıyor gibiydi,dudağının iç kısmını ısırıyor,bakışlarını gözlerim hariç her yerde gezdiriyor ve yaşlar gözlerinden dökülmese bile için için ağladığını çok belli ediyordu.
Geçmiş
Ama kanmayın;kimse için geçmemiş."Yemeğini neden yemiyorsun?"
"İstemiyorum abi."Dedim,üzerimdeki ince kazağın bilek kısmını dışa doğru çekip;ellerimi ve kollarımı gizlemeye çalışarak fakat ben ne yaparsam yapayım abim her zaman benden daha zekiydi.
"Yine mi yaptın?"Diyerek yatağa,yanıma oturdu ama ben o an oturduğum yatakta biraz sağa kayıp ondan uzaklaşmaya çalıştım."Kendine zarar vermeye devam edersen ,seni hastaneye yatıracaklar ve ben seni başka insanların arasında bırakmak istemiyorum Sylvia."
"A-abi,çıkar mısın o-odamdan lütfen!"Dedim,kazağın ucunu avucumun içine sıkıştırıp işaret parmağımla kapıyı gösterirken.
"Yaralarına bakmam lazım."Dedi,durgun bir sesle.
Ama hiç içimdeki yaralara bakmak istemedin.
"Gerek yok,lütfen çık,istemiyorum."
"Birazdan Bayan Pat gelecek,seninle görüşecek ve lütfen ona yaralarından bahset Sylvia.Neler yaşadığını ve neden bu halde olduğunu bana anlatmıyorsun,en azından o kadına anlat ki;bir çözüm yolu bulalım."
Lee Taeyong,en yakın arkadaşın;beni içten içe öldürüyor abi.Söyleyemiyorum,söyleyemem kimseye.
"O kadınla görüşmek istemiyorum!"
"O seni iyileştirecek."
"Hiçbir sik yapamayacak abi!"Diye bağırdım."İyileştirecek olsaydım en baştan ben kendimi iyileştirdim ama iyileştirmedim ve başka insanlardan medet ummuyorum!"
"O basit bir insan değil,bir psikolog."Dedi.Beni çıldırtan sakinliğiyle.Hep böyleydi,asla sinirlenmezdi.Karşısında beni öldürseler bile sakinliğini koruyacağına yemin bile edebilirdim.
"Bu umurumda değil,o kadını istemiyorum,sadece tek kalmak istiyorum,anladın mı?"
İki bileğimi de aynı anda tuttu,tam da kesiklerin üzerini."Tek kaldığında bunları yapıyorsun!"Diyerek hırpaladı,tuttuğu bileklerimden."Hakkın mı tek kalmak?"
"Bu benim bedenim."Dedim sessizce,bu sefer o bağırıyordu ve resmen rolleri değişmiş gibiydik.
"Zarar vermek zorunda mısın?"Diye sorduğunda dolu gözlerimin birkaç dakikadır ev sahipliği yaptığı yaşlar yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı.
"Her ergen depresyona girer."
"Sen 18 yaşındasın ve depresyona girmek ,bileklerini kesmek anlamına gelmez."
"Bazen yaşadıkların seni buna iter."
"Ne yaşadın?"Diye inledi acı dolu bir tonla.Bu cevabı benden hiçbir zaman alamadığı için üzülüyordu."Yalvarırım söyle bana ne yaşadın?Ne yaşattılar sana?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mister j ❦ lee taeyong
Fanfiction❝ Han Nehri kıyılarında cansız bedeni bulunan Kang Seojun'un ,sırtında büyük bir J harfi bulunduğu adli tıptan gelen raporla onaylandı. ❞ ©callmrakiva