"Şu Break The Stage ile ilgili biraz daha bilgi ver bana."
"Kutunun içindeki mektuplarda ne vardı?"
"Yani yarışmanın prosedürü ile ilgili bilgi vermeni istiyorum."
"Kaç tane mektup vardı ki,dün odandan hiç çıkmadın?"
"Taeyong,"Diyerek,sabırla bir nefes çektim içime."Bana.Yarışma.Hakkında.Bilgi.Ver."
O da aynı şekilde derin bir nefes alıp gözlerini devirdi."Break The Stage: Eyfel Kulesi yakınlarında bir açık alan konser stadyumunda 2 ayda bir gerçekleşen büyük bir yarışma.Yarışmaya,dünyanın her yerinden insanlar katılabiliyor başvuru formları kabul olduğu sürece.Yani anlayacağın,yarışmada hem seyirci hemde yarışmacı olarak sadece Fransa veya Kore insanları yok.Amerika'dan gelen de var,Almanya'dan da,Japonya'dan da,Hollanda'dan da..."
"Yarışma prosedürü?"Diye sordum.Evde kimse yoktu,herkes dışarıdaydı,Taeyong'la ben salondaki koltuklara film izleme niyetiyle oturmuş ama 10 kere kavga ettiğimiz için bundan vazgeçip öylece konuşmaya başlamıştık ama işin ucu hep annemin mektuplarına dönüyordu ve o konu hakkında konuşacak cesaretim yoktu.
"Yarışma prosedürü şöyle:Yarışmaya ilk kez katılan birisi ya 5'er dakikalık 3 performans sergileyebilir,ya da;15 dakikalık tek performans sergileyebilir.Yarışmaya ilk defa katılan biri değilse de istediği uzunlukta,tek performans sergileme hakkı oluyor.Yani anlayacağın sen ya 3 tane 5 dakikalık performans,yada 1 tane 15 dakikalık performans sergileyeceksin.Sana tavsiyem,3 tane 5 dakikalık hazırlaman çünkü böyle yaparsan çeşit artacağı için yarışmayı kazanma ihtimalin de artar."Diyerek ellerini göğsünde topladı."Performansını sergiledikten sonra sahnenin önündeki platformda seni izleyen 3 büyük juri performansın hakkında eleştiri yapıp 10 üzerinden puan verecek ama onların verdiği puanın bir etkisi olmuyor,sadece yarışmacı hakkındaki düşüncelerini daha iyi belirtmek amacıyla puan veriyorlar.Yarışma kazananını belirleyen şey,o gün stadyuma gelen izleyiciler.Her birinin elinde küçük bir alet oluyor ve o alet ile sana 10 üzerinden puan veriyorlar,o puanlar toplanıp yarışmacılar arasında kıyaslanıyor ve böylece kazanan belli oluyor."Dediğinde ise başımı salladım hızlıca:
"Peki,ben danslarımı nerede hazırlayacağım ve arka dansçı almak istesem...Alabiliyor muyuz?"Diye sordum.
"Büyük bir arka dansçı kadrosu var.Kaç kişi istersen o kadarını getirtiriz yanına.Danslarına da hazırlanman için seni bir stüdyoya götüreceğim."
"Pekala,"Diyerek derin bir nefes aldım."Yarışmaya ne kadar kaldı?"Diye sorduğumda ise telefonuna bakarak başını bana çevirdi:
"Tam bir hafta."
"O halde,bu akşam performansı planlayıp şarkıyı seçeceğim.Yarın da beni dans stüdyosuna götür.Planım şöyle:Dediğin gibi 5'er dakikalık 3 performans değil;15 dakikalık tek performans sergileyeceğim.Arka dansçı olarak da bana tam 50 kişi lazım."
"Yuh!"Diyerek gözlerini belertti."50 mi?Sen bu yarışmayı bile bile kaybetmek istiyorsun sanırım?"Dedi kaşlarını kaldırarak.İnanmıyor gibiydi ama ben gayet ciddiydim.
"Hayır Taeyong,bas baya 50 kişi."
Taeyong tam cevap vereceği esnada büyük bir gürültüyle açılan dış kapıya doğru çevirdi başını ve ilk olarak içeri giren Ten,"Hey!Best Ship'im,ne yapıyorsunuz siz orada?"Diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mister j ❦ lee taeyong
Fanfiction❝ Han Nehri kıyılarında cansız bedeni bulunan Kang Seojun'un ,sırtında büyük bir J harfi bulunduğu adli tıptan gelen raporla onaylandı. ❞ ©callmrakiva