20;

238 41 112
                                    

Ne kadar olduğunu kestiremeyeceğim kadar uzun zaman geçmişti o ,odadan çıkıp gideli.Beni ilk nasıl bıraktıysa,aynı şekilde yatıyordum yatakta.Odaya genç bir kız gelip birkaç parça eşyayı büyük gardrobun içine yerleştirmişti ve o esnada dolabın içinde bir sürü kadın kıyafeti olduğunu fark ettim.Kız gittikten sonra da kimse gelmemişti ve perdesi yarıya kadar açık olan camdan gördüğüm gökyüzü kararmaya başlamıştı.

Uyku bastırmıştı,karnımdaki yara acıyordu,midem bulanıyordu,çok kötü hissediyor ve aşırı halsizleşiyordum.

Birbirine dolanmış kirpiklerimin arasından kayan damlayı boynuma ulaşmasına izin vermeden sildim ve başımı biraz daha arkamdaki yastıklara yasladım.

Kapı çaldığı anda bakışlarımı yavaşça oraya çevirdim ve birkaç saniye sonra birisi kapıyı aralayarak başını çıkarttı aralıktan.Aşağı kattaki Ten'di gelen."Gelebilir miyim?"

"Gel."Diye mırıldandığımda ise içer girip kapıyı kapattı ve yanıma kadar ulaşıp yatağın sonuna oturdu.

"Geçmiş olsun,ameliyat olmuşsun."Dedi parmağıyla karnımı göstererek.

"Sağol."Diye mırıldandım yine aynı sessizlikle,sesim hırıltılı çıkıyordu.

"Yürüyemiyor musun ?"Dedi kaşlarını çatarak,neden sorduğunu biliyordum.

"Hayır,yürüyebiliyorum tabii ki.Sadece, Taeyong abartmaması gereken şeyleri abarttı yine."

"O hep öyle.Küçük sorunlara takılıyor,asıl sorunu çözmek yerine sadece önemsiz olanlarla ilgileniyor."Dedi başını sallayarak.

"Çok doğru."Diye mırıldandım.

"Ee sen sıkılmadın mı burada?"Dedi ve hemen ardından,"Gel aşağıda FIFA oynayalım."

Başımı olumsuz anlamda sallayarak,"Sıkılmadım,"Diye fısıldadım.Bu kadar aciz hissetmemiştim ve ona bu kelimeyi söylerken çatlayan sesim ,büzülen dudağım ve dolup taşan gözlerimle daha da aciz bir konuma düşmüştüm.

"A-a ağlıyor bu!"Dedi şaşkınlıkla,yüzündeki ifade güldürmüştü."A-a şimdi de gülüyor."

Bir elimle yüzümü kapatarak kahkaha atarken aynı anda da ağlıyordum."Yura-sshi,bence canın sıkılmıştır gel aşağıda bir şeyler oynayalım;istemezsen film de izleyebiliriz."Diye teklif sundu tekrardan,elimdeki yüzümü çekip olumsuz anlamda salladım:

"Hayır,lütfen ısrar etme."

Yenilgiyi kabul ederek ayağa kalktı,"Tamam ama ağlama,"Ardından elini cebine atıp bir telefon çıkartıp bana uzattı."Taeyong ilk geldiğinizde sana vermem için vermişti ama oyunda olduğum için unuttum,senin telefonunmuş bu.Bir de ,yemek yedin mi?"

Başımı olumsuz anlamda salladım."Hayır ama lütfen yemek getirme,yemek istemiyorum."

"Ne?"Dedi dehşetle,"O zaman ilaçlarını da içmedin?Nasıl ya,görevliler yemeğini ve ilaçlarını saatinde getireceklerdi,Taeyong onlara söyleyeceğini söylemişti bana."

Çok yüksek ihtimalle bir şey söylemedi."Nerede ki Taeyong?"

"Senin odadan çıktığında evden çıkıp gitti,nereye gittiğini bilmiyorum."Dedi,siyah saçlarını karıştırarak."İki tane ilacının vakti geçti,neyse en azından sonuncusunu içebilirsin.Görevlilere söylemeye gidiyorum ben,görüşürüz!"

"Hayır Ten lütfen,yemek yemek istemiyorum."Dedim fakat o çoktan kapıya kadar ulaşmıştı.

"Olmaz Yura,bu çok tehlikeli.Diyet listene uyup hızlıca ideal kilona varmalısın hem karnındaki ameliyat yarası için antibiyotik kullanıyorsun,onları kullanmazsan geçmez yaran ve ağrıların."Ardından cevap vermemi beklemeden odadan çıkıp gitti,olduğum yerde doğrularak bağdaş kurdum ve ellerimle yüzümü sıvazladım.Banyo yapmak ve çok uzun süre uyumak istiyordum ama bu karnımdaki yarayla nasıl banyo yapabileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

mister j ❦ lee taeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin