Üzerimden kalktıktan sonra kollarımdan tutarak beni de oturur pozisyona getirdi.Ellerimden tuttu ve gözlerimin içine baktı.İrislerinde dolanan mutluluk için bile saatlerce ağlayabilirdim."Neleri hatırlıyorsun?"Diye sorduğunda burnumu çekerek ellerimize baktım,kendimi zorlamam gerekiyordu,burnumda akan kan elimin üzerine damladı ve Taeyong o anda hızlıca peçeteyi burnuma tuttu."Korkma,çoğu şeyi hatırladığın için burnun kanıyor,normal,birazdan geçecek."
Başımı salladım,gözlerimden yaşlar kayıyordu ama artık bu ikimizin de umrunda değildi."Ormanı hatırlıyorum,senin bana peçete uzattığın anı hatırlıyorum,o ağaç evi hatırlıyorum,göle taş fırlattığımız anları..."
"Bana o ormanı anlatır mısın?"Diye sordu.
"Çok fazla dal vardı her yerde.Bahsettiğim göl ormanı ikiye ayırıyordu ve biz karşı tarafa geçmek için kayaların üzerinden yürüyorduk hatta,"Yüzüne çevirdim bakışlarımı."Hatta ben düşe-"
"Sen kayalardan düşerken seni yakalamıştım."
Hıçkırarak ağlamaya başladım,evet öyleydi.Beni kollarımdan yakaladığı anı çok
net hatırlıyordum."Ağaç ev ormanın karşı tarafındaydı,hep oraya gidiyorduk."Başını salladı gülümseyerek.Bana olan bakışlarından gurur akıyordu.Sonunda hatırlamış olmam ona dünyaları vermiş gibiydi.
"10 nisan..."Diyerek boynunda,kulağının hemen altındaki 1004 dövmesine baktım."Peri..."Ardından ise bakışlarımı köprücük kemiğine çevirdim.Orada da Fée yazıyordu."Annem evde yangın çıkartıp beni odama kilitlediğinde beni sen kurtarmıştın."
"Evet çünkü,odanın açık olan camından yükselen dumanlar ve çığlıklarına şahit olmuştum."
Başımı sallayarak aşağı eğdim."Son olarak,"Dedim."Son olarak beni o adamların elinden kurtardın,sonra da kaçtım."
"Kaçtın."Dedi,bu sefer kırgın çıkmıştı sesi."Arkana bile bakmadan kaçtın."
"Korktum."Dedim,gözlerim acıyordu."Çok korktum."
"Ben seni korurdum."Ardından ellerimde olan ellerini çekip uzaklaştı yakınımdan."O gece her yerde seni aradım."
"Bulamadın mı?"Diye sordum çünkü bende sadece o ormandaki kaçışıma kadar olan kısım vardı.Sonrasında kimin yanına gittiğimi,nasıl teyzemin yanına yerleştiğimi hatırlamıyordum.
"Hatırlamıyor musun gerisini?"Diye sordu.
Evet,annemin beni verdiği uyuşturucu tacirlerlerinden beni Taeyong kurtarmıştı ve ben o ormanın içinde koşarak kaçmıştım.Fakat gerisi...Gerisini hatırlamıyordum.O ormandan sonra ne olduğunu bilmiyordum."Kaçtım ama sonra ne oldu,nereye gittim,hatırlamıyorum."Dedim gözlerine bakarak.İki eliyle yüzünü sıvazladı:
"Sorun değil.Bu kadarını bir anda hatırlaman bile çok fazla."
"Neden benden sakladın?"Dedim elimi yumruk yapıp omzuna vurarak."Neden,n-neden benim hatırlamamı bekledin?"
"Yura,hala her şeyi hatırlamış değilsin.Bu hatırladıkların sadece ikimizin anıları.Hatırlaman gerekenleri henüz hatırlamadın."
"O zaman söyle Taeyong.Söyle,söylersen belki hatırlarım."
"Sen küçükken,sürekli burnunun kanamasının sebebi:annen ve Aswium'un sürekli olarak sana bir şeyler yaşatıp,hafızanı silmeleriydi.Kablolarla,beynine yüksek voltajlı elektrik vererek kısa zamanda yaşadığın şeyleri unutmanı sağladılar sürekli.Çünkü sen,onlar hakkındaki en büyük sırlara şahit oluyordun.Ürettikleri ilaçların,farklı DNA'ları birleştirerek yarattıkları varlıkların hepsini sen görüyordun ve çoğu ilacı senin üzerinde deniyorlardı.Sonra da unutturuyorlardı.O zamanlar küçüktün ama büyüdüğünde bunları başkalarıyla paylaşmaman gerekiyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mister j ❦ lee taeyong
Fanfiction❝ Han Nehri kıyılarında cansız bedeni bulunan Kang Seojun'un ,sırtında büyük bir J harfi bulunduğu adli tıptan gelen raporla onaylandı. ❞ ©callmrakiva