•
Bugünü hayatımın en berbat günü ilan ediyorum! Durun, en berbatı değil, hayatımın ikinci en berbat günü... Evet evet, bu daha doğru oldu.
Bugün hayatımın ikinci en berbat günü!
Normalde pazar günlerini çok severdim, özellikle de evdeysem. Şu an her ikisi de mevcuttu bende, bugün pazardı ve evdeydim ama maalesef ki hiç mutlu değildim.
Bugün, 9 ay önce hayatımı altüst eden adamın düğünü vardı ve her yerde -istisnasız her yerde- bunun haberi yapılıyordu.
Sabah uyandığımda her şey çok normaldi. Yaman'ın düğününün olduğunu bile unutmuştum, ta ki telefonumu elime alana kadar. Her sabah yaptığım gibi bu sabah da gündemdeki haberleri öğrenmek için internete girdiğimde 'Yılın Düğünü' manşetleriyle paylaşılan haberleri görmüştüm. Araya kaynatılan birkaç normal haber dışında, her yer Yaman ve Ada'yla doluydu. Pes edip telefonumu bırakmış ve o haberleri hiç görmemiş gibi yaparak Çağdaş'ın gidip aldığı simitlerle birlikte güzel bir kahvaltı yapmıştım.
Kahvaltıdan sonra telefonumdan uzak durup okuma kitabımı almıştım ve balkona çıkmıştım. Sessiz sakin bir şekilde vakit geçireceğimi düşünmüştüm ama yaz aylarında olduğumuz için evlerinin camlarını sonuna kadar açan mükemmel komşularımın son ses izlediği magazin programları sağ olsun, o düğünden yine kaçamamıştım.
Sakin kalmak için çabalayarak derin nefesler alırken içeri girip koltuğa oturdum. Çağdaş da diğer koltukta oturmuştu ve televizyon izliyordu. Allah'tan izlediği kanalda bugünün manşetinden bahsedilmiyordu.
"İzleyecek hiçbir şey yok." derken kanalları gezmeye başladı Çağdaş.
Dura dura masanın etrafına dizilmiş, ünlülerin hayatlarını konuşan insanların sunduğu magazin programlarından birinde durunca sinirden ağlamak üzereydim.
"Şu kanalı değiştirir misin?" derken sesim aşırı sitemli çıkmıştı.
"Garip görünüyorsun."
"Her yerde bu düğünden bahsediyorlar. Bıktım."
Çağdaş'a baktığımda bana tuhaf bakışlar attığını gördüm.
"Bize ne ki evleniyorlarsa? Yapsınlar düğünü, bitsin."
Çağdaş televizyona baktı. O sırada Yaman ve Ada'nın şu an gerçekleşen düğünlerinden bir fotoğrafları vardı ekranda.
"Bu adam..." derken biraz daha inceledi ekranı. "Geçen gün kapıya gelen adam değil mi?"
Ben onu tamamen unutmuştum.
"Evet o." diye mırıldandım. "Eski patronum."
"Niye gelmişti geçen gün?"
"Hiç. İşle ilgili bir anlaşmazlık olmuş da." derken sesim içime kaçmak üzereydi.
"Öyle olsun bakalım." derken hiç inanmışa benzemiyordu Çağdaş.
Gönül isterdi ki arkadaşlarımla dışarıda vakit öldüreyim ama Aylin Kuzey'le birlikteydi, Özgür Miray'laydı, Kaya ve Teoman ise düğüne gitmişti...
Düğün öğleden sonra başlamıştı ve başlayalı 1-2 saat oluyordu ama sanki bir ömür sürecekmiş gibi hissediyordum. O derece bunaltmıştı beni.
Çağdaş kanalı değiştirip başka bir şeyler ararken bilgisayarımı alıp alışveriş sitelerini gezmeye başladım.
Beğendiğim birkaç şeyi sipariş ettikten sonra bilgisayarı bırakıp mutfağa girdim ve akşam için yemek yapmaya başladım. Böylece vakit geçirmiş olurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
General FictionMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...