•
"Hayat ne kadar da garip ya?" diye mırıldanırken karşımda serili olan manzaraya bakıyordum.
"Hayırdır? Filozofa mı bağlıyoruz?"
Özgür'e yandan bir bakış atıp önüme geri döndüm.
Şirkette herkes o kadar yoğundu ki, biz de biraz nefes alabilmek için terasa çıkmıştık.
"Biraz daha kağıt görürsem kusacağım." dedim. "5 senedir bu sektördeyim. Bu kadar yoğun olmaya alışkın değilim ben."
"Pasla bütün işleri Aylin'e." diyen Özgür'e ben gülerken Aylin ters bakışlar gönderdi.
"Aylin insan değil çünkü." dediğinde Özgür kolunu Aylin'in omzuna attı.
"Takılıyorum ya. Alınmıyorsun, değil mi?"
"Çok alınıyorum." dedi Aylin, abartılı bir şekilde.
"Ha tamam o zaman. Ben de bunu istiyordum."
Onların birbirlerine takılmalarıyla biraz vakit geçirdikten sonra aşağı geri döndük.
Yarın lansman vardı. Teoman'la daha sonra hiç konuşmamıştım ama duyumlarını Kaya'dan alıyordum. Gerçi, o hep Teoman'ın iyi olduğunu söylüyordu. Ne kadar doğruydu, bilemiyordum.
Teoman lansmana kadar gelmeye çalışacağını söylemişti. Henüz gelmemişti ama bir umut vardı.
Odamda geçirdiğim birkaç saatin ardından mesai saatini sonunda bitirdiğimizde toparlanıp odamdan çıktım.
"İpek, n'aber?" dedi, asansörün önünde karşılaştığım Kaya.
"İyi. Senden?"
"İyi. Teoman dönüyor, haberin olsun."
Sonunda!
"Tamam." dedim normal bir şekilde. İçimde kopan fırtınaları dışarı vurmama gerek yoktu yani.
"Bu kadar mı?" dedi Kaya, kaşlarını kaldırıp.
"Başka ne olacaktı?" dediğim sırada asansöre bindik.
"Sevinç çığlıkları, tepinmeler falan."
"Yok artık." dedim gülerek. "Ben hiç öyle şeyler yapacak biri miyim?"
"Konu Teoman olunca olabilirsin belki." deyip imalı bir şekilde gülen Kaya'ya bir tepki vermedim. "Tamam tamam, şaka yapıyorum. Ayrıca, ne kadar sürecek bu? Barışmayacak mısınız?"
İyi ki asansörde bizden başka kimse yoktu.
"Bilmiyorum. Hangi ihtimal daha iyi olur, kestiremiyorum."
Barışmayı, eskisi gibi olmayı tabii ki çok istiyordum ama bir yandan da hala bir burukluk vardı işte.
"Ya şimdi karışmak gibi olmasın ama siz gördüğümüz en güzel çiftsiniz. Saygıyı, sevgiyi bir arada barındırıyorsunuz. Buna yazık etmeyin."
Kaya'ya bir şey söylemeden asansörün kapıları açılınca dışarı çıktık.
"Kaya, bir şey soracağım."
"Zor olmasın." dediğinde güldüm.
"Hani söylemiştin ya, açıklanamayan şeyler var diye..." Başını salladı. "Hala açıklanamıyor mu?"
"Hayır, sorun ortadan kalkıyor. Az kaldı."
"Ee? Sorunun ne olduğunu söylemeyecek misin?"
"Hayır tabii ki." dedi Kaya. "Söyleyemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
General FictionMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...