✩17

9.4K 541 61
                                    

8 ay... Tam 8 ay önce dünyamı başıma yıkan adam, 1 ay sonra evleniyordu.

Kiminle ne yaşadığı beni artık ilgilendirmiyordu ama ben enkazın altından daha yeni çıkmışken o çoktan yeni bir hayat inşa etmişti kendine.

En azından sözümü dinleyip ilişkisine odaklanmıştı. Bu Yaman için büyük bir gelişmeydi.

"Ben... Ben Özgür'ün yanına döneyim." deyip oturduğum yerden kalktım ve yerime geri döndüm.

"2 dakika gittim, hemen kaçmışsın masadan." deyip bana dönen Özgür suratımı görünce yüz ifadesini değiştirdi. "Ne oldu? Ölü görmüş gibi bakıyorsun."

"Gereksiz şaşırdım, bir şey olmadı." dedim önümdeki sudan içmeden önce.

"Neye şaşırdın?"

"1 ay sonra düğünleri varmış." dediğimde kimden bahsettiğimi anladı. "Beklediğimiz bir şeydi ama ister istemez şaşırdım işte."

"Artık sen de kendi yoluna bakmalısın, değil mi?"

"Öyle yapıyorum zaten."

"Ama sana bakana bakmıyorsun ya da bakanı görmüyorsun."

"Kimmiş bana bakan?" dedim kaşlarımı çatıp.

"Kendin gör." deyip kaşlarıyla bir tarafı işaret ettiğinde kimden bahsettiğini hemen anladım.

"Saçmalama." dedim abartılı bir şekilde. "Yoktur öyle bir şey." dediğimde omuz silkti.

"Ben gördüğümü söylüyorum."

"Yanlış görmüşsündür."

"Her seferinde mi?" dedi iddialı bir şekilde.

"Eğer öyleyse de aynı şeyi iki kere yapamam. Bu resmen aptallık olur."

"Hayır, olmaz. O ikisini aynı kefeye koyamazsın. Yaman karaktersiziyle Teoman Bey farklılar, gayet belli."

Teoman'ın bana karşı bir ilgisi olduğunu daha önce hiç fark etmemiştim ama Gözde'nin doğum gününde söylediği şeyden sonra bir tuhaf hissetmeye başlamıştım. Sanki bakış açım değişmiş de benim haberim yokmuş gibiydi.

Teoman'la aynı ortamda bulunduğumuz anlarda dikkatimin çok çabuk dağıldığını fark etmiştim birkaç kez. O işle ilgili bir şeylerden bahsederken ben konudan sapıp onunla ilgili şeyler düşünürken bulmuştum kendimi.

Tuhaf birkaç gün geçirmiştim kendimce.

"Of aklımı bulandırma benim. Yoktur öyle bir şey."

"İleride görürsün."

———

"Ben geldim." diye seslenirken aynı zamanda ayakkabılarımı çıkarıyordum.

"Hoş geldin." dedi Çağdaş mutfaktan çıkarken.

"Hoş bulduk." deyip etrafa bakındım. "Çamaşır suyu kokusu alıyorum." dedim gülerek.

"Yaptık işte bir şeyler."

"Ay yükümü o kadar hafiflettin ki, çok sağ ol." dedim sevinçle.

"Ne demek? Sen evini açtın bana, bu kadarını da yapayım."

Akşama kadar bir şekilde oyalandıktan sonra akşam yemeğini yiyip ortalığı toparladık ve Çağdaş televizyonun karşısına kurulurken ben balkona çıktım. Her zamanki gibi, Özgür balkonunda oturuyordu.

"N'aber?" dedim kolumu balkon demirine yaslarken.

"İyi. Senden?"

"Aynı."

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin