•
Kaya'nın yüzüne inen duyguyu tarif etmek çok zordu. Şaşkınlık, kırgınlık ve öfke...
"Ne demek, yapamam?"
"Özür dilerim." deyip koşar adım giden Gözde'nin arkasından bakakaldık hepimiz.
Şaşkınlıkla dolu bir şekilde yanımdaki Teoman'a baktım. Onun da benden farkı yoktu.
Kaya diz çöktüğü yerden kalktığında hala Gözde'nin arkasından bakıyordu.
"Onu buradan götürsek iyi olur." dedim şaşkınlığımdan sıyrılmaya çalışarak.
"Bence de." deyip Kaya'nın yanına gitti Teoman.
Ona bir şeyler söyleyip bana doğru getirdi.
"Bana gidiyoruz." dediğinde başımı salladım.
Kaya ve Teoman arabalarını park ettikleri yere doğru giderken insanlar da yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. İşte, gösteri sona erince dönebilmişlerdi kendi hayatlarına.
Kaya Teoman'la birlikte kendi arabasına bindiğinde ben de arabama bindim. Teoman'ın evine ulaştığımızda eve girerken Kaya çok sessizdi.
"Yolda hiç konuştu mu?" dedim Teoman'a, mutfaktayken.
"Hayır. Birkaç kere Gözde'yi aradı ama açmıyor."
"Neden hayır dedi ki? Ben anlamıyorum."
"Bir de sen arasana."
Elimdeki telefondan hemen Gözde'yi aradım. Birkaç çalıştan sonra meşgule düşünce telefonu kulağımdan çektim.
"Açmıyor." dedim iç çekerek. "Hadi Kaya'nın yanına gidelim."
İçecek koyduğum bardakları alıp salona döndüğümüzde Kaya'nın yanına oturup elimdeki bardaklardan birini ona uzattım.
Önüne doğru derin derin bakan Kaya bakışlarını kısa bir an bana çevirip bardağı aldı ve önüne geri döndü.
"Kaya, üzme kendini." dedim elimi koluna koyup. "Mantıklı bir açıklaması vardır mutlaka."
Aslında düşünüldüğünde, Gözde'nin mantıklı bir açıklaması olsaydı telefonlarımızı açardı ama o kaçmayı tercih etmişti.
"Seviyor sandım." diye mırıldandı Kaya. "Benim sevdiğim kadar o da seviyor sandım." deyip kollarını iki yana doğru açtı. "Şu hale bak."
"Kaya, yapma kardeşim." dedi Teoman.
Kaya ona kulak asmadan elindeki bardağı dikleyince üzgün bakışlarımı Teoman'a çevirdim. O da çaresizce bana baktı.
Bir süre daha orada kalıp Kaya'ya destek olmaya çalıştım ama pek etkili olmamıştı. Kalkmaya karar verip çıkışa giderken Teoman da benimle geldi.
"Bir gelişme olursa bana haber ver, aklım burada kalacak zaten."
"Veririm."
"Ben yine Gözde'yi ararım, ulaşabilirsem söylerim size."
"Sağ ol."
"Görüşürüz." dedim yarım bir gülümsemeyle.
"Görüşürüz." derken onun da yüzünde minik bir tebessüm vardı.
Eve döndüğümde üzerimi bile değiştiremeden kendimi koltuğa attım.
"Hayırdır? Ölü gibisin." dedi Çağdaş.
"Yorgunum. Ruhsal ve fiziksel olarak." diye mırıldandım.
"Ihlamur demlemiştim. İç de biraz iyi gelir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
General FictionMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...