✩68

3.1K 296 8
                                    

"İpek sorduğuna göre tanıyor herhalde." dedi Kaya. "Tanıyor musun?"

"Evet." dedim başımı sallayarak. "Üniversiteden arkadaşım."

"Öyle mi?" dedi Belgün. "Tesadüfe bak."

"Görüşüyor musunuz hala?" diye sordu Kaya.

"Siz de gelin isterseniz kahvaltıya." dedi Belgün.

"Yok, biz üniversiteden sonra hiç görüşmedik." dedim. "O Amerika'ya gittikten sonra bağlarımız koptu sayılır."

"Eski günleri yâd edersiniz." dedi Kaya. "Siz de gelin." deyip Teoman'a baktı.

"İpek ne derse o." dedi Teoman bana dönüp.

"Hadi İpek ya." dedi Kaya. "Kırma bizi."

Of Kaya...

"Tamam o zaman." diye mırıldandım. "Gidelim mi?" dedim Teoman'a bakıp.

"Gidebiliriz."

Kahvaltıdan sonra bir belge üzerindeki düzenlemelere bakmak için Dinçer Bey ve Kaya çalışma odasına çıktılar. Belgün ve Filiz Hanım salonda oturmuş, sohbet ediyorlardı.

Teoman ve ben de bahçedeki koltuklara oturmuştuk.

"Alışverişten sonra eve geçer eşyalarımı toparlarım."

"Tamam. Ben de şirketten çıkınca sana gelirim. Oradan da bana geçeriz."

"Tamam canım." dediğimde Teoman yanağımdan öptü.

İçeri girdiğimizde Dinçer Bey ve Kaya da aşağı inmişti. Onlar işe gittiğinde biz de Belgün'le birlikte sohbet ederken Filiz Hanım'ın hazırlanmasını bekledik.

"Çıkalım mı kızlar?" diyerek salona girdi Filiz Hanım.

"Çıkalım." dedim ayağa kalkıp.

Evden çıktığımızda Filiz Hanım'ın arabasına bindik. Filiz Hanım arabayı kullanıyordu. Belgün öne oturmuştu, ben de arkaya geçmiştim.

"Gezilecek mağaza kalmasın. Bugün her yeri altüst edelim." dedi Filiz Hanım. "Anlaştık mı?"

Gülerek Filiz Hanım'a cevap verdik.

Sohbet ederek geçirdiğimiz yolculuktan sonra alışveriş merkezinde durduk.

İçeri girip, o mağaza senin bu mağaza benim derken her yeri dolaştık.

En son bir mağazada gezerken müthiş bir elbise gözüme ilişti.

"İpek..." dedi Belgün, büyük bir hevesle. "Kesinlikle denemelisin."

"Çok güzelmiş." diye mırıldandım.

"Benim giyeceğim tarzda bir elbise değil ama sana çok yakışır. Tam senin tarzın bence."

"Beni gaza getiriyorsun." dedim gülerek.

"Ben de bunu beğendim." deyip elindeki askıyı havaya kaldırdı Belgün.

Zümrüt yeşili, kalın askılı bir elbiseydi. Ve kesinlikle tam Belgün'e göreydi.

"Çok iyi." dedim beğeni dolu bir şekilde. "Sen de bunu dene."

"Hadi kabine gidelim." dediğinde beğendiğim elbisenin kendime göre olan bedenini aldım.

İkimiz de yan yana bir kabine girdiğimizde hemen elbiseyi üzerime giydim.

Mükemmel bir elbiseydi.

Kabinden çıktığımda Belgün de kabinin kapısını açtı.

"Çok güzel olmuşsun." Aynı anda birbirimize aynı cümleyi söylerken ikimizin de yüzünde hayranlık ifadesi vardı.

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin