✩46

5.3K 512 37
                                    

24 yaşımdan beri çalışıyordum; ailem için, onları bir şeyden yoksun bırakmamak için, annemin ve babamın bana bu zamana kadar verdiği kıymetin karşılığını ödeyebilmek için...

Haftalar sonra 29 yaşıma girecektim. Neredeyse 5 senedir çalışıp didiniyordum. Hem iş hayatım hem aşk hayatım hem de ailevî meseleler bir olunca 5 yaştan daha da fazla yaşlanmış gibi hissediyordum.

Ama bir yandan... Teoman'la 1 aydan biraz daha fazla bir zamandır süregelen ilişkimiz -her ne kadar çalkantılı olsa da- bana huzur veriyordu. Onun yanımda oluşu diğer tüm sıkıntılarımdan bir süreliğine arındırıyordu beni. Teoman benim için çok büyük bir şanstı.

"İpek Hanım, Finans'la olan toplantı yukarıda yapılacakmış. Öner Tasarım'ın Finans çalışanları da yarım saat içinde burada olur."

"Tamam Burcu, teşekkürler." deyip gönderdim, kapıdan haber veren Burcu'yu.

Dünden beri oldukça dalgındım. Burcu'nun ne ara kapıya vurup içeri girdiğini bile bilmiyordum.

Abimin arkadaşı ile detaylıca her şeyi konuşmuştum. Hasar kayıtlarıyla ilgili tüm belgeleri incelemiş, abimin para kırpıklamak için böyle yollara başvurmadığımdan iyice emin olmuştum. Çünkü bir yanım ondan bu hareketi bekliyordu, kaza yalanıyla para yürütebilirdi de.

100 bin civarında bir paraya ihtiyaç vardı. Bu para bizim bir anda kazanabileceğimiz bir para değildi. Kredi çekmek gibi işlere girmek de benim için riskli bir durumdu.

Aklımda bir fikir vardı ama tam olarak kesin değildi ve zaten pek de istediğim bir şey değildi.

Kapım tıklanınca bu sefer algılarım açıktı.

"Gel."

"İpek Hanım." dedi kafasını içeri uzatan Özgür. "Yüzünüzü gören cennetlik."

"Yoğun bir iş kadını olduğumdan..."

"Sanmıyorum canım ya." derken masamın önüne oturdu. "N'aber? Dün yoktun."

"Ağva'ya gitmem gerekiyordu."

"Niye?"

"Sorma ya." dedim bıkkınlıkla. "Abim... arkadaşının arabasıyla kaza yapmış. Çarptığı arabada da kullandığı arabada da hasar büyükmüş. Abimin ödemesi gerekiyor ama onun eve yerde 5 kuruş bulup getirmesi bile bizim için büyük bir mucize olduğundan, bu parayı bulması imkansız."

"Hadi ya." dedi Özgür durgun bir şekilde. "Ne kadar bir paradan bahsediyoruz?"

"100 bin civarı."

"Ya bende o kadar para olmaz maalesef ama 3-5 bir şey bile işine yarar, destek olabilirim."

"Çok teşekkür ederim ama alamam, gerçekten."

"İpek sen-ben mi var aramızda? Destek olmak için söylüyorum."

"Biliyorum ama ben sana bunu bana para yardımı yap diye anlatmadım. Ben bir hal çaresi düşünüyorum zaten."

"Peki. Ama eğer darda kalırsan sakın söylemekten çekinme."

"Senden mi çekineceğim be?" dedim gülerek.

Ortamı yumuşatmak en iyisiydi.

———

Toplantı için odamdan çıktığımda etrafına bakınan Egehan'ı fark ettim.

"Egehan?" diye seslendiğimde bana doğru döndü.

"İpek, selam."

"Selam." dedim gülerek. "Kaybolmuşa benziyorsun." (Medya)

"Ekip benden önce geldi, ben biraz geç kaldım da. Toplantı odasını arıyordum."

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin