✩44

5.7K 528 38
                                    

"Ne kaynatıyorsunuz hanımlar?" diyerek yanımıza gelen Dinçer Bey Filiz Hanım'ın yanına oturmuştu.

"İpek'le sohbet etmek çok zevkli, durduramıyorum kendimi." diyen Filiz Hanım'a gülümsediğim sırada arkamdan omuzlarıma konulan ellerin sahibini tahmin etmek zor değildi.

Kafamı geriye doğru attığımda bana bakan Teoman'la göz göze geldim.

"Dolaşalım mı biraz?"

"Olur." dediğimde ellerini omuzlarımdan çekti ve tek elini bana uzattı.

"Biz buralardayız." dedi Filiz Hanım ve Dinçer Bey'e doğru.

Teoman'la el ele masadan uzaklaşırken Eymen ve Gülçin'in bir tarafta, Kaya ve Belgün'ün başka bir tarafta olduğunu gördüm.

"Ata binecek misin?" diye sordum Teoman'a.

"Sen?" diye sorunca güldüm.

"Ben binemem."

"Niyeymiş?" dedi hafifçe kaşlarını çatarak.

"Çünkü beceremiyorum. En son bindiğimde küçüktüm."

"Birlikte binebiliriz istersen."

"Yok ya. Sen bin."

"Binmiyorum o zaman ben de."

"Peki. Sen bilirsin."

"Binmememiz sevmemize engel değil." deyip bir yöne çekiştirdiğinde tavlaya -atların tutulduğu yere- gittiğimizi anladım.

İçeri girdiğimizde sağda ve solda duran atların arasından geçip bir tanesinin önünde durduk. Bembeyaz, çok asil bir attı.

"Çok güzelsin sen." dediğim sırada Teoman duvarda asılı olan kovadan küçük küçük havuçlar aldı ve bana uzattı. "İsmi ne?" diye sorarken havuçları avcuma aldım.

"Süt."

"Süt mü?" dedim gülerek. "Çok tatlı." derken havuçları atın ağzının önüne tuttum, diğer elimle de başını okşuyordum.

"Süt'ü ilk gördüğümde daha taydı. Babam bana hediye etmişti. Adını ne koymak istediğimi sorduğunda rengine bakınca aklıma hemen süt gelmişti. Çocukluk işte."

"Ama çok yakışmış." derken gülümseyerek Süt'e bakıyordum, bir yandan da başını okşamaya devam ediyordum.

Birkaç saniye sonra bakışlarımı Teoman'a çevirince onun beni izlediğini fark ettim. Sanki birazcık utanmıştım...

"Nasıl geçti Fransa?" diye sordum, kendi atmosferimi dağıtmak için.

"Çok çalışarak."

Süt'ü sevmeyi bırakıp Teoman'a doğru döndüm.

"Sana bir şey soracağım ama bana dürüst olacaksın."

"Dinliyorum." dedi gözlerini kısıp.

"Son zamanlarda çok yorgun görünüyorsun, sebebi ne?" dediğimde bunu sormamı beklemediği belliydi.

"Bunları daha farklı bir ortamda konuşalım, olur mu? Bugün canımızı sıkacak şeylere yer vermeyelim." dediğinde üstelemek istemedim.

"Peki. Öyle olsun." deyip tekrar Süt'e döndüm.

"Oo eski ama yeni kumrular da buradaymış." diye seslenen Kaya'yı duyduğumda girişe doğru baktım. Belgün'le birlikte yanımıza doğru geliyorlardı.

"Eski ama yeni derken?" dedi Teoman gülerek.

"Ne anlarsan o işte oğlum? Siz daha yeni ayrılıp barışmadınız mı?" dedi Kaya. O sırada karşımızda durdular.

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin