•
Gerginlik.
Hissettiğim tek şey buydu. Sadece gergindim.
Aylar sonra Teoman'la karşı karşıya gelmek, sadece ikimiz varken... Bu biraz zor olacaktı. Yanımızda Kaya ya da Özgür varken vakit geçirmek kolaydı ama bu akşam sadece ikimiz olacaktık.
Ne konuşacaktık?
Yan yana olamadığımız zamanlarda yaşadığımız şeyler mi? Geçmişte geçirdiğimiz güzel anıları mı? Geleceğimizi?
Oflayarak elimdeki kırmızı ruju masaya bırakırken yatağın üzerine serdiğim elbisenin, karşımdaki aynaya düşen yansımasında gezinen gözlerimi kısa bir an yumdum ve derin bir nefes aldım.
Kendimi toparlayıp yerimden kalktım ve elbiseyi giydim. Ayakkabılar da eklenince güzel olmuştu. (Medya)
Sanırım hazırdım.
Üzerimde bulunan her şey gibi kırmızı olan çantamın içine birkaç eşyamı atıp evden çıktım.
Saat tam 7'ydi.
Kapıdan dışarı adım attığımda birkaç adım ötemde bekleyen adamı görünce elimdeki çantayı biraz daha sıktım.
"Selam." dedim gergin bir şekilde gülümserken.
"Çok güzel olmuşsun." dediğinde daha da gerilmiştim.
Aramızda bu diyaloğun geçebileceği kadar samimiyet kalmamıştı maalesef ki. Şimdi bu şekilde karşı karşıya olmamız beni geriyordu.
"Teşekkür ederim." dediğim sırada arabanın kapsını benim için açtı Teoman.
Ben arabaya bindiğimde o da çok geçmeden yanımda yerini aldı ve yola çıktık.
Bir şey söylemem gerektiğini düşünüyordum ama ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
"...'dan yer ayırttım. Gittin mi daha önce?" diye soran Teoman, konuşmak için bir şey arama çabamı sonlandırmıştı neyse ki.
"Gitmedim ama biliyorum. Güzel bir restoran."
"Biraz habersiz oldu. Bir işin yoktu bu akşam için, değil mi?" dediğinde istemsizce güldüm.
"Olsa da bir önemi var mı sence artık?" dedim gülerek.
"Yani, burada olduğuna göre..."
Çok sürmeyen bir yolculuktan sonra Teoman'ın söylediği, internette gördüğüm kadarıyla harika bir yer olan restorana vardığımızda Teoman arabadan inerken vale de benim kapımı açmıştı.
"Teşekkürler."
Teoman'la beraber yan yana içeri girdiğimizde görevli bize masamızı göstermişti.
Restoran deniz kenarında sayılırdı. Bizim oturduğumuz masa da deniz tarafında dizili olan masaların olduğu yerde, camdan korkulukların hemen yanındaydı.
"Hoş geldiniz." diyerek menüleri önümüze bıraktı garson. "Ne arzu edersiniz?"
Menüyü elime alıp incelemeye koyuldum.
Teoman menüyü inceledikten sonra garsona bir şey söylemeden bana baktı. Ben de ona kısa bir bakış atıp garsona baktım ve siparişimi söyledim. Teoman da kendi siparişini söyledikten sonra garson yanımızdan ayrıldı.
"İşlerin nasıl? Şirkete alıştın mı?" diyen Teoman'a cevap vermeden önce biraz doğrulup bacak bacak üstüne attım.
"Evet. Her şey yolunda." dediğimde başını salladı. "Sen? Nasıl gidiyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
General FictionMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...