•
"Merhabalar."
Masaya enerjik bir ses ile katıldım ve Özgür'ün yanına, Kaya'nın karşısına oturdum. (Medya)
"Oo İpek Hanım, merhaba." dedi Kaya. "Çok enerjiksiniz, bakıyorum da."
"Olmayayım mı?" dedim gülerek.
"Ol tabii, ol da..." deyip Özgür'e baktı Kaya.
"Neye borçluyuz bunu, diyor." dedi Özgür de gülerken.
"Teoman da seninle konuştuktan sonra bir değişti. Yüzüne renk geldi resmen. Hayır, anlatmıyor da. Merak ediyoruz burada." dedi Kaya, bu durumdan bayağı muzdarip bir halde.
"Ona şans verme kararı aldım." dedim önümdeki boş tabağı elimle düzeltirken. "Bu kadar."
"Ha barışıyorsunuz yani?"
"Bilemiyorum." dedim omuz silkip arkama yaslanırken.
"Bilemiyorum ne demek kızım? Ya barışırsınız ya barışmazsınız. Arası var mı bunun?" diye çıkıştı Kaya. "Aylardır sizin durumunuzu düşünmekten ben kafayı yiyeceğim en sonunda." dedi elini havada sallayarak.
"A-ah hareketlere bak." dedim gülerek. "Çok pardon Kaya Beyciğim."
"Başa gelen çekiliyor İpek Hanımcığım." dedi Kaya kaşlarını kaldırıp.
"Neyse. Sizin nasıl gidiyor, Belgün'le?"
"Güzel. Ama uzakta olmak zormuş ya. Teoman'ı şimdi anladım." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. "İnsan sevdiğinden bu kadar uzakta olunca bir tuhaf hissediyor."
"Bence de." dedi Özgür. "Karım şu an benden kilometrelerce uzakta. Çok kötü bir his."
"Karım, diyor ya." dedi Kaya. "İlla hava atacaksın yani kardeşim?"
"Ne havası kardeşim." dedi Özgür gülerek. "Karım sonuçta. Ne diyeyim başka?"
"Aman, iyi ki evlendi bu. Önceden ne yapıyormuş, hiç bilmiyorum." dedi Kaya, burun kıvırarak.
Garson geldiğinde siparişlerimizi verdik.
"Teoman gelmeyecek mi?" diye sordum, öylesine soruyormuş gibi davranmaya çalışırken.
"Şirkete uğradı, bakması gereken birkaç şey varmış. Belki uğrarım, dedi."
"Sen belki rahatsız olursun diye düşünüyor." diyen Özgür'e baktım.
"Yani, o kadar rahat olmam ama rahatsız da olmam."
"Uğrar belki, bilmiyorum." dedi Kaya.
"Siz yarın mı dönüyorsunuz?"
"Evet." dedi Özgür. "Ama uzayabilir. Bu yeni işle ilgili bir şey çıkmazsa gideceğiz."
"Sonra da siz geleceksiniz, İstanbul'a." dedi Kaya.
"Ben burada İnsan Kaynakları Müdürü değilim, departman çalışanıyım sadece. Yani ben gelmem, departman müdürü gelir İstanbul'a."
"Nasıl ya?" diye çıkıştı Kaya. "Olmaz öyle şey. Sen gel."
"Nasıl geleyim Kaya?" dedim gülerek.
"Özledik seni İpek ya. Biraz daha fazla görelim diye uğraşıyoruz." diye mırıldanan Kaya'ya gülümsedim.
"Canımsınız. Ama keşke bunun için, yapmak mecburiyetinde olmadığınız bir işi almasaydınız. Prestij için yararlı olmayacak işleri kabul etmiyorsunuz, biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
Genel KurguMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...