✩55

4K 353 57
                                    

1 Hafta Sonra

Tabiri caizse, su gibi geçen 1 haftadan sonra yarın İstanbul'a dönüyordum.

Seminerin sonuna geldiğimizde salondan çıkarken arkamdan yarım yamalak bir şekilde adımın seslenildiğini duydum.

Haftanın başlarında tanıştığım, ünlü bir tasarım firmasının CEO'su Bayan Fleur(Flor)'du bana seslenen.

"Buyurun." dedim gülümseyerek.

"Vaktin varsa seninle bir şeyler içmek isterim."

"Tabii. Vaktim var."

"Arabam şimdi gelecek."

Bayan Fleur'un arabasına bindiğimizde hoş sohbetle geçen birkaç dakikadan sonra güzel bir yere girdik.

İçecek bir şeyler istedikten sonra bacak bacak üstüne atıp Bayan Fleur'a odaklandım.

"Aslında niyetim hem seninle sohbet etmek, tanışmak hem de sana bir teklifte bulunmaktı."

"Ne teklifi? Biraz daha açar mısınız?"

Bayan Fleur ellerini masada birleştirip başını dikleştirdi.

"Sende kendine güven görüyorum İpek. Açıkçası, seni biraz araştırdım. Étoile Conception'da çalışıyormuşsun. Biraz kıskanmadım değil."

Son cümlesine güldüm.

"Hatta Teoman Bey'le de ilişkin varmış. Bunu duyduğuma çok sevinmiştim."

"Teşekkürler." dedim gülümseyerek.

"İşin aslı, işinde başarılı olduğunu düşünüyorum. Eğer sen de istersen, seni kendi şirketimde görmek istiyorum."

Yok artık!

"Ben... Ne diyeceğimi bilemiyorum." dedim şaşkınlıkla. Şaşkınlıktan Fransızcayı unutmuştum bir an.

"Hemen cevap vermene gerek yok. Biraz düşün." deyip çantasından bir kart çıkarttı ve bana uzattı Bayan Fleur. "Karar verdiğinde beni ara."

"Peki. Teşekkürler." dedim aklımdan binlerce düşünce geçerken.

"Bu arada, alacağın maaşla ilgili bir bilgi vereyim. Türkiye'de aldığın maaşla rakamları aynı fakat para birimleri farklı olacak tabii ki. Buradaki para birimini kullanacağız."

Yani şimdiki maaşımın hemen hemen 10 katıydı. Oldukça iyi bir miktardan bahsediyorduk.

"Bunu düşüneceğim. Teşekkürler, teklifiniz için."

———

"Ne yapıyorsun meleğim?"

"Oteldeyim. Yemek için çıkacağım şimdi." derken çantamı elime aldım. (Medya)

"Öyle mi?" diyen Teoman'la eş zamanlı olarak kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm manzara sayesinde donakaldım.

"İnanamıyorum." dedim telefonu kulağımdan indirirken. "Sen cidden delisin." derken karşımda duran Teoman'ın resmen üzerine atladım ve boynuna sarıldım.

"Sürpriz." dedi gülerek.

"Çok özledim." dedim geri çekilirken.

"Ben de. Çok." deyip dudağıma küçük bir öpücük bıraktı.

"Hiç de belli etmedin." dedim omzuna vurup. "Gıcık."

"E sürprizi kaçardı." deyip elimi tuttu Teoman. "Hadi yemek yiyelim."

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin