•
Kapının yanındaki çekmeceli dolabın üzerinden seramik bibloyu alıp temkinli adımlarla içeri ilerledim. Oturma odasına girdiğimde camın önünde duran siyah silüeti görmemle çığlığı basmam bir oldu.
Adam camdan aşağı atlayıp kaçtığında derin nefesler alıp cama koştum. 1. katta oturduğum için hırsızın kaçması zor olmamıştı ve şu an caddede koştuğunu görebiliyordum.
"Kaçma!" diye bağırdım peşinden. "Hırsız var!"
Hırsızın koştuğu yönde yürüyen adam benim sesim sayesinde arkasına baktığında yüzünde maskesiyle koşan hırsızı gördü. Durumu kavramış olacak ki öne doğru atıldığında hırsızla birlikte yere düştü.
Onlar yerde debelenirken telaşla içeri girdim ve koşarak apartmandan çıktım. Benimle birlikte yan apartmandan da Özgür Bey çıkmıştı.
"İpek Hanım, iyi misiniz?"
"Özgür Bey." dedim nefes nefese. "Polisi arayın." deyip ileride hırsızı zapteden adamın yanıma koştum.
Biraz yaklaştığımda hırsızı yakalayan adamın Teoman Bey olduğunu görmem şaşırmama sebep olmuştu.
"Teoman Bey!" dedim endişeli bir sesle.
"İpek Hanım, iyi misiniz?"
"Evet." dedim ve yerde yatan adama baktım. "İyiyim."
Teoman Bey adamı yere yüzüstü yatırmıştı ve ellerini de arkasında birleştirip kaçma ihtimalini azaltmıştı.
Yerde duran torbayı gördüğümde hızla uzanıp aldım ve içine baktım.
İçinde işim hakkında bütün belgelerin dolu olduğu bilgisayarım ve birkaç değerli takıdan başka bir şey yoktu.
"Çok şükür." deyip rahat bir soluk verdim.
Bu bilgisayarı kaybetseydim koleksiyon için verdiğim bütün emekler boşa giderdi.
Özgür Bey yanımıza geldiğinde mahalledeki birkaç apartmanda da insanlar cama çıkmışlardı.
"Oğlum, polisi aradınız mı?" diye sordu bir adam.
"Aradık Abi." dedi Özgür Bey.
"Abi, bırak beni gideyim." dedi yerde yatan adam. "Bak aldıklarım da sizde zaten, bir zararınız yok."
"Eve girmeden önce düşünecektin onu." dedi Teoman Bey.
Bir polis arabası mahalleye girdiğinde sokağın ortasında duran bizi görüp yanımızda durdu ve içinden 3 polis indi.
Polislerden biri yerdeki adamı alırken Teoman Bey de artık ayağa kalkmış ve üzerini silkelemişti.
Prosedür gereği bizi de ifade için karakola çağırdıklarında o kadar mahcup olmuştum ki... Gecenin bir vaktinde iki adamın da başına iş açmıştım resmen. Üstelik birkaç saat sonra şirkette olmamız gerekiyordu.
Benim arabam şu an tamirde olduğundan, Teoman Bey'in de arabası yanında olmadığından dolayı Özgür Bey'in arabasıyla gidecektik karakola.
"Gerçekten çok özür dilerim." dedim karakola doğru yol alırken. "Başınıza iş açtım bu saate."
"Siz neden özür diliyorsunuz İpek Hanım?" dedi Özgür Bey. "Evinize giren o adamın suçu bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
General FictionMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...