✩39

6K 545 24
                                    

Yol boyunca fazlasıyla yaş dökmüştüm.

Teoman'a kendimi özel hissetmiyorum derken şimdi daha da berbat hissettirmişti.

Ne güzel!

Şirkete girerken güneş gözlüklerimi takmıştım. En azından gözlerimin kızarıklığı biraz da olsa gidene kadar ve akan rimelimi toparlayana kadar kimse görmese daha iyiydi.

Yukarı çıktığımda ilk işim lavaboya girmek oldu. İçeride kimse yokken makyajımı toparlamış ve boynuma biraz su vurup kendime gelmeye çalışmıştım.

Şimdi evde olmak için neler vermezdim... Dakikalar önce Teoman'la ayrılmıştım ve bütün gün boyunca onunla karşılaşma ihtimalim vardı. Bu ruh halindeyken bunu hiç istemiyordum.

Odama girdiğimde kendimi koltuğuma atmış ve öylece durmuştum bir süre. Son birkaç saat içinde birçok şey değişmişti ve ben şaşkındım.

———

Elimdeki dosya ile Kaya'nın odasına girdiğimde Kaya arkasına yaslanmış, sandalyesinde bir sağa bir sola dönerken elindeki kalemi döndürüyordu.

"Müsait misin?"

"Gel gel." deyip doğruldu.

İçeri girip dosyayı önüne bıraktım.

"İmzalaman gerek." dediğimde dosyayı inceledi ve elindeki kalem ile imzaladı. "Rica etsem, bu dosyayı Teoman'a götürür müsün? Aylin'e söyleyecektim ama kendisi şu an bir görüşmede ve bu dosyanın aciliyeti var."

"Sen neden götürmüyorsun?" dedi Kaya kaşlarını çatarak.

"Sen bugün Teoman'la hiç konuşmadın mı?"

"Hayır, sabahtan beri telefon görüşmeleri yapıyorum. Ancak boş kalabildim. Bir şey mi oldu dün gece? En son sarhoş haliyle kapına gelmişti."

"Biz... bu sabah ayrıldık."

"Ne?" derken resmen haykırmıştı Kaya. "Bayağı iyi şakaydı ama gülmedim İpek."

"Şaka falan değil." diye mırıldandım.

"Yok artık."

"Karmaşık bir mesele."

"Geç otur şöyle." derken yerinden kalktı Kaya. Ben bir koltuğa oturduğumda o da karşıma oturdu. "Şu an daha net görebiliyorum gözlerindeki kızarıklığı. Kavga mı ettiniz?"

"Kavga gibi değildi. Konuşulması gereken bir meseleyi konuşurken benim ondan ayrılacağımı zannetti ve kabullendi."

"Ama aslında ayrılmayacaktın?"

"Evet. Sadece aramızdaki sorunları halletmek istemiştim ama o beni yanlış anladı."

"E yanlış anlaşılmaysa halledilir."

"Kaya, Teoman ayrılmaya dünden hazırmış resmen. Baksana, daha ben böyle bir şey söylemeden bana 'sen bilirsin' dedi."

Kaya derin bir iç çekti.

"Benim sana anlatmam gereken başka bir şey var."

"Neymiş?"

"Dün gece seninle telefonda konuştuktan sonra yapacak bir şey bulamayıp davete geri döndüm. Teoman'ın, senin ve benim yokluğumu fırsat bilen şeytan ikili Cemre ve Ada Berna Teyze'yle konuşuyordu. Ne konuştuklarını tabii ki duyamıyordum ama işin içinde Cemre varken pek iyi bir şey olacağını da zannetmiyorum zaten. Sonra... Belgün elindeki dolu bardakların olduğu tepsiye bunların masasındaki boş bardakları aldı. Tam o sırada Cemre'nin üzerine tepsi devrildi."

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin