•
Teoman'ın evine girdiğimizde üzerimde çok büyük bir gerginlik vardı. Teoman kravatını ve ceketini bir kenara bırakırken koltuğa oturmuş, onu seyrediyordum.
"Ee? Dün neler olduğunu anlatacak mısın?" derken o da yanıma oturdu. Aynı zamanda gömleğinin en üst düğmesini açmıştı. Bütün gün kravat takıyor olmak onu daraltıyordu sanırım.
"Abim, her zamanki abimdi." dedim bıkkınlıkla. "Yine saçma sapan şeyler söyledi. Sanki kazayı o yapmamış gibi, umursuz davranıyor. Arabanın sahibi olan arkadaşıyla konuştum. 100 bin lira civarında bir hasar varmış."
"Sonuç olarak?" derken kaşlarını kaldırıp benden cevap bekledi Teoman. "Parayı nasıl ödeyeceğini düşündün mü?"
Büyük bir nefes aldım.
"Sanırım sen haklısın. Başka türlü ödemem mümkün değil."
"Parayı vermemi kabul ediyorsun yani?"
"Borç olarak." dedim hemen. "Yani, eğer abime acilinden bir iş bulursak... ömür boyu çalışsın, ödesin borcunu sana."
"İpek..."
"Hesapladım. Asgari ücret civarında bir maaş alsa, yaklaşık 1 buçuk sene sonunda borcunu ödemiş olur."
"İş de bulabildin mi bari?" dedi Teoman gülerek.
"Dalga geçme." dedim koluna hafifçe vurup.
"Hatırladığıma göre Burcu'nun yanına bir ofisboy arıyoruz."
"Saçmalama. Olmaz öyle şey."
"Neden olmasın? Hem, gözünün önünde olursa için de rahat eder."
Kulağa mantıklı geliyordu.
"Emin misin?"
"Evet. Neden olmayayım?"
"Teoman... Abimin zerre deneyimi yok. Bizim şirkete deneyimsiz birini almıyoruz, biliyorsun. Bu biraz imtiyaz oluyor."
"Geçici süreliğine giriyor zaten. Borcu bitince gerekirse çıkarırız."
"Ama..." İçime sinmiyordu. "Şirkettekiler arasında laf olur. Başımız sıkışsın istemem, gerçekten."
"Ben göze alıyorum İpek. Üsteleme, lütfen."
"Peki. Sen bilirsin." dedim, hala içime sinmezken.
"Süper." dedi Teoman yandan yandan gülerek. "O zaman abine haber ver. Hemen gelip başlasın."
"Tamam." diye mırıldandım.
"Meleğim, asma suratını." derken elini yanağıma koydu Teoman. "Başa çıkabiliriz. İnanıyorum ben bize. Burcu'yla da konuşuruz, o abini yakından takip eder."
"Abim zaten küçücük bir hata daha yaparsa bu sefer katil olacağım."
"Aman diyeyim." dedi gülerek. "Sonra görüş günleri için vakit saymak zorunda kalırım."
"Dalga geçme dedim sana." dedim burnumu kırıştırıp.
"Tamam tamam." deyip yanağımı okşadığında gözlerim kendiliğinden kapandı. O sırada Teoman'ın derin bir iç çektiğini duydum. "Çok seviyorum İpek." dediğinde gülümsedim.
"Ben de. Çok." dedikten hemen sonra dudaklarıma konan öpücük kalbimde kuşlar uçurdu.
———
"Doğum gününe kadar sende kalsın mı?" dedim sonunu uzatarak. "Şimdi Teoman çat kapı gelirse görmesin."
"Kalsın kalsın." dedi Özgür. "Hiç sorun değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHMAN
General FictionMihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İnsan Kaynakları Müdürü'ydüm. İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan sadece iki kişi olduğundan müdür konumuna gelmem çok zor olmamıştı. Étoi...