✩41

5.9K 552 25
                                    

"Her şey ne kadar da mükemmel ilerliyor böyle ya."

Özgür'ün iğneleyici tonda kurduğu cümleye duygusuz bir şekilde gülerken arkama yaslandım ve elimdeki bardaktan bir yudum aldım.

"Değil mi ya? Tadından yenmiyor." dedi Aylin.

Teoman gideli 1 hafta olmuştu. O gittikten sonra Fransızlarla olan iş ilerleme kaydetmişti ve lansman tarihi belli olmuştu. Yeni girmiş olduğumuz haftanın sonunda, cumartesi günü yapılacaktı lansman.

Dinçer Bey'in bugün toplantıda yaptığı konuşmayla birlikte, Öner Tasarım'la iş yapacağımız kesinleşmişti. Maalesef ki yarın Yaman ve ekibi şirkete, toplantıya gelecekti.

"Yarın için izin mi alsam?" diye sesli bir şekilde düşündüm.

"Saçmalama. Kaçmışsın gibi olur." dedi Aylin.

"Kaçıyorum zaten. O gereksiz insanları hayatım boyunca ne kadar az görürsem o kadar iyi."

"Eninde sonunda karşılaşacaksın. Bırak da onlar düşünsün ne olacağını. Senin alının yeterince açık zaten." dedi Özgür. "Hem, ben yanındayım ya. Neden endişeleniyorsun?"

"Endişe değil bu. Sadece... Teoman'la ayrıldık ama kimse bilmiyor, sizden ve Kaya'dan başka. Onun yokluğuyla bile zor başa çıkarken bir de Cemre ve Yaman'la karşılaşmanın düşüncesi bile çok yoruyor."

"Kısacası, Teoman'ı özledin." diyen Aylin'e hızlıca başımı salladım.

Çok özlemiştim hem de. 1 hafta 1 asır gibiydi resmen.

"Ara." dedi Özgür. "Sesini duy."

"Arayamam." dedim hemen. "Sebebim yok."

"Mantıklı bir şey bulabilirsin." deyip ayağa kalktı Aylin. "Ben kaçıyorum. Sonra tekrar yapalım bunu."

"Ben de gideyim. Geç oldu zaten, yatarım." dedi Özgür de.

"Kalsaydınız ya." diye mırıldanırken ben de ayağa kalktım. "Oturuyorduk."

"Sen de yat dinlen." dedi Aylin. "Sonra bir yerde bayılırsın falan."

"Ağzından iyi bir söz çıkmasın sakın." dedi Özgür. "Felaket tellalısın resmen." dediğinde hafifçe güldüm.

"Ne var ya? Gerçekçiyim ben. Dost acı söyler ayrıca."

"Bazen yalan söylesen bir yerin eksilmez."

"Delisiniz ya." dedim. "Gidin hadi, çok konuştunuz."

"Az önce kalın diyordu, şimdi gidin diyor." dedi Aylin.

"Bu da kafayı yedi iyice." diyen Özgür'e göz devirdim.

"Aylin'e 'iyi söz söylemiyorsun' diyorsun ama senin de ağzından bal damlamıyor." diye homurdandığımda yanağımı sıktı Özgür.

"Dost acı söyler İpekçiğim." diyerek Aylin'i taklit ettiğinde eline vurdum.

"Öf tamam. Çok bile katlandım size, gidin artık." dedim alayla.

Yaşlı teyzeler gibi kapımdan onları kışkışladıktan sonra koltuğuma geri döndüm.

Son bir haftam oldukça monoton geçmişti. Sanki Öner Tasarım'dan ayrıldığım ve Étoile Conception'da işe yeni başladığım zamana dönmüş gibiydim.

O zaman da bir ilişkiden yeni çıkmış sayılırdım. Aylin'le ve arada da Kaya ile takılırdım. Şimdi tek artım Özgür'dü. Ve bir de... artık Yaman gibi gereksiz biri için değil, deli gibi sevdiğim Teoman için üzülüyordum.

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin