✩35

6.9K 521 27
                                    

Günler hep aynı koşuşturmalarla akıp geçmişti ve sonunda konkur günü gelip çatmıştı.

Teoman'la birlikte şirkete doğru giderken üzerimde bir heyecan vardı.

"Ben bile bu kadar heyecanlı değilim İpek."

"Elimde değil ki. İstemsizce heyecanlanıyorum."

Teoman gülerek yola bakıyordu.

"Çizimi görmek ister misin?" dediğinde şaşkınlıkla ona döndüm.

"Gerçekten mi?"

"Torpidoda."

Torpidoyu açıp içinden dosyayı aldım.

"Daha da heyecanlandım şimdi." derken dosyayı açtım.

Gördüğüm çizime hayranlık dolu gözlerle bakarken dışarıdan komik göründüğüme çok emindim. (Medya)

"Bu..." derken Teoman'a baktım. "Çok güzel. Çok beğendiğimi daha fazla belirtmek istiyorum ama kelime bulamıyorum."

"Çok beğendiğin sana bakınca gayet net anlaşılıyor zaten. Merak etme." derken 32 diş sırıtıyordu Teoman.

"Bence bu mükemmel tasarımı görünce jürilerin bile dili tutulacak. Bunun yanında Cemre'nin tasarımı bir hiç."

"Şans meleğimin de payı var tabii." deyip bana göz kırptığında gülümsedim.

Şirketin önüne geldiğimizde emniyet kemerimi çözdüm.

"Sana çok güveniyorum." deyip yanağından öptüm Teoman'ı. "Kavgasız, sakin bir şekilde kazanıp gel." dediğimde gülerek o da beni öptü.

Teoman, Kaya'yla birlikte, seçimin yapılacağı yere gidecekti. Sabah birlikte kahvaltı yaptığımız için ben arabamı almadığımdan, önce beni şirkete bırakıyordu.

Seçim yapılırken tüm katılımcılar orada olacağı için maalesef ki Yaman ve Cemre de orada olacaktı.

"Kiminle konuştuğuna, görüştüğüne de dikkat et."

"İyice tembihlendiğime göre gitmeye hazırım." dediğinde güldüm.

"Ben ne kadar söylesem de sen kendi bildiğini okuyacaksın ama neyse."

"Bir şey yapmayacağım, merak etme."

"Merakla bekliyorum sonucu. Görüşürüz."

"Görüşürüz birtanem."

Arabadan inip içeri girdiğimde birkaç gözün üzerimde olduğunu görmüştüm. Teoman'la olan ilişkime alışamayan insanlar vardı. Onlara neydiyse?

———

"Yarın ne giyeceksin?"

"Yeni bir elbise aldım. Onu giyeceğim." derken telefonumdan elbisenin fotoğrafını açıp Aylin'e gösterdim.

"Çok güzelmiş. Benimki de bu renge yakın bir elbise."

Yarın, Filiz Hanım'ın yemekte bahsettiği parti yapılacaktı.

Parti, eğlence, güzel bir pazar günü... iyiydi hoştu ama maalesef ki hiçbir yerden eksik kalamayan insanlar bu partiye de teşrif edeceklerdi.

Dinçer Bey şirketler arasında rekabetin getirdiği kötü duyguların oluşmasını engellemek amacıyla rakip şirketleri de bu kutlamaya davet etmişti. Yani, ne yazık ki Yaman da partiye geliyordu.

"Aslında hevesliydim ama yine kursağımda kaldı." dedim arkama yaslanırken.

"Aman canım. O gereksizin varlığını neden umursayacakmışsın? O bir hiç."

MİHMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin