38.Bölüm

38 34 2
                                    

Anlatıcı: Burak

Güzel bir kahvaltıdan sonra Kadıköy'e gitmiş ve Gizem'e güzel bir hediye almıştım. Birazcık da gezdikten sonra eve döndüm. Evde dinlenirken telefonum çalmaya başladı. Arayan Arya idi. Merakla telefonu açtım. Sesi endişeli ve üzgün geliyordu.

- Burak senden bir şey rica edebilir miyim?

- Tabii ki Arya. Konu ne?

- Gizem ve Gökhan kavga ettiler de Gizem bize yalnız kalmak istediğini söyledi ama bu hali hiç hoşumuza gitmedi. Acaba sen gelsen konuşsan olur mu?

- Arya Gizem gelmemden rahatsız olur mu?

- Eğer gelirsen mutlu bile olur hem ne olabilir ki. Kaç saattir odasından çıkmıyor.

- Tamam geliyorum.

Hızla üstümü değiştirip evden çıktım. Hava feci soğuktu. Yanıma Gizem'i mutlu etmek için aldığım Mor ve Ötesi konseri biletlerini de almıştım. Kapıyı çaldığımda kapıyı açan Gizem'in annesi olmuştu. Bana Gizem'in bahçede olduğunu söylemişti. Hızlıca bahçeye yöneldim. Gizem üzgün bir sesle konuşmaya başladı.

- Yalnız kalmak istediğimi söylemiştim.

- Bana söylememiştin yani haberim yoktu. Sen telefonunu açmayınca merak etmiştim. Ama merak etme gidiyorum şimdi.

- Burak seni beklemiyordum. Kusura bakma ya.

- Sen rahatsız olma bende tam gidiyordum.

Gizem döktüğü göz yaşlarını silmeye çalışarak konuşmaya başladı.

- Burak gitmene gerek yok. Hem belki seninle konuşmak bana iyi gelir.

- O zaman ben kahve yapıp geliyorum.

- Ev sahibi benim. Benim yapmam daha uygun olmaz mı?

- Davetsiz misafir olduğuma göre ben yaparım.

İçeri girip kahve aldıktan sonra koltuğun üstündeki battaniyeyi de alarak Gizem'in yanına gittim. Gizem çok mutsuz görünüyordu. Hızlıca battaniyeyi ve kahveyi ona vererek Gizem'in yanına oturdum. Onun bu suskunluğu bana problemin ne kadar büyük olduğunu anlatıyordu.

- Susmak bazen ne güzel anlatıyor dimi?

Gizem bu sorum üstüne şaşırarak bana döndü.

- İyi ki geldin. Biliyor musun sanki seni yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum.

Gülerek cevap verdim.

-Sen de iyi ki çıktın karşıma. Beni kendi karanlık ve depresif dünyamdan çekip aldın.

- Burak sen üşüyor musun?

Hava soğuktu ve ateş tam olarak ısıtmıyordu. Gizem bana battaniyeyi uzattı. Yanına gittim ve beraber konuşmaya devam ettik.

- Gizem senin canın sıkkın. Derdini bana anlatmak ister misin?

- Gökhan ile kavga ettik.

- Barışırsınız yakında.

Gizem'in gözleri dolmaya başlamıştı.

- Bu sefer kolay olacağını zannetmiyorum.

Gizem'in bu mutsuz hali beni de üzmüştü. Arya'nın dediği şey aklıma geldi " Biz çocukken üzülünce yıldızlara bakardık." demişti. Belki bu sefer de işe yarardı.

- Gizem hadi gel yıldızlara bakalım.

Gizem'in gözlerinden yaşlar firar etmeye başlamıştı.

-Burak ağladığımı gören ikinci arkadaşımsın. Bu sır tamam mı?

Bir Gizemdir YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin