16.Bölüm

109 54 11
                                    

Anlatıcı: Burak 

Birkaç gün önce iki yıldır gelmediğim bu ülkeye geldim ve babamın zoruyla bir baloya götürülüyorum. Şaka gibi. Orada istediğimi yapabiliyorken şimdi önemli insanlarla şirketin başına geçip geçmeyeceğimi konuşacağım. Ek olarak bu smokin ne ya... Kot pantolon varken bu gereksiz özen ne? Babamı ikna edip baloya yarım saat daha geç geleceğimi söyledim. Bu balo sanırım benim yaşıtım olan bir grup öğrencinin Eskişehir'de yapacağı atölye içinmiş. Eminim onlar içinde zor olmalı. Bu arada dün sesini duyduğum kız aklımdan çıkmıyor. Sokakta şarkı söyleyen ve gülümsemesi yüzünden eksilmeyen kız. O kızı bu baloda görebilecek olsam bir an söylenmem ama görme şansım yüzde sıfıra yakın bir şey. 

Sıkıntıyla otel odamdan çıktım ve asansöre doğru yürümeye başladım. Asansör kata geldiğinde asansörde benim gibi smokin giyen üç erkek ile karşılaştık. Belli ki onlarda benim gibi önemli bir yere gidiyorlar. Asansörden indiğim anda karşımda şık bir kız ve bu kız o kadar güzel o kadar havalı ki insan büyülenmeden edemiyor doğrusu. Benimle birlikte asansörden inen çocuklara bakışları kayıyor ve onlara doğru yürümeye başlıyor. Çocuklarda esprili bir ses tonuyla " Günün prensesi de buradaymış." diyor. Ama bu sözden kız pek mutlu olmuyor. Bu kadar güzel bir kızın yanında bir erkeğin olmaması oldukça şaşırtıcı. Belli ki asansördeki çocuklar arkadaşları. Bu kızın gizemini öğrenmek için koltuklara yöneliyorum. Asansörden bir grup daha iniyor ve bazılarının kravatını düzelterek onları çıkışa yönlendiriyor. Son olarak telefonundan birini arıyor ve kendisi de dışarıya yöneliyor. Arabada yer kalmadığı için arkadaki arabaya biniyor. Ben de beni bekleyen arabaya binerek yarın sabah kahvaltıda onunla karşılaşmayı ümit ediyorum. 

Yarım saat sonra

Hayatımda daha şanslı olduğum bir an hatırlamıyorum. Aynı organizasyona gelmişiz. Normalde şanslı bir insan değilim ama bu şanstan başka bir şey. İçeri yöneliyor ben de onun ardından kapıda geçiyorum ama önümüzde uzun bir merdiven var. İlk basamağa adımını atacakken eteğine takılıyor ve sendeliyor ama onu tutuyorum. Bir an şaşkınlıkla ve korkuyla yüzüme bakıyor ve konuşmaya başlıyor. 

- Teşekkür ederim. Topuklulara pek alışkın değilim de. 

- Rica ederim. Dilerseniz aşağı kadar size eşlik edebilirim. 

- Çok teşekkür ederim ama kendim inebilirim. 

- Bir adım arkanızdayım o zaman. 

- Tekrar teşekkür ederim. 

- Rica ederim. 

Bu ses tonunu hatırladım. Dün sokakta şarkı söyleyen kız bu. İyi de ne alaka? Neyse birazdan öğreniriz. Kız aşağı takılmadan indi. İndiği an tüm gözler üstüne çevrildi çünkü kusursuz görünüyordu. Ona doğru bir çocuk ilerledi. Sanrım bu çocuğu asansörde görmüştüm. Merakla sordu. 

- Arkamızdaydın nerede kaldın?

- Topukluyla kolay yürünmüyor maalesef. 

Araya girdim. 

- Eğer kavalyeye ihtiyacınız olursa buradayım. 

- Merci.

Yanlarından ayrıldım ama gözüm tamamen ondaydı. Umarım bu akşam adını öğrenebilirim şu gizemli kızın. Gözüm ondayken kulağıma sesi geliyor. Sanki o konuşunca diğer tüm sesler siliniyormuş gibi geliyor. Bir kahkahası var ki... Onu anlatmaya kelimelerin yetebileceğini düşünmüyorum. 

Bir Gizemdir YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin