20.Bölüm

94 55 7
                                    

Anlatıcı: Gökhan

Sabah erkenden kalktım çünkü bugün Eskişehir'de olan son atölyemizi yapıp yarın İstanbul'a dönüyoruz. Şu zamana kadar her şey çok güzel geçti. Ufak tefek problemler oldu ama onlar o kadar da önemli şeyler değildi. Sanırım artık duygularımdan eminim. Bu yüzden İstanbul'a döndükten birkaç hafta sonra olacak olan Arya'nın doğum gününden önce Gizem ile konuşmayı düşünüyorum. Farkındayım ki Gizem artık bazı şeyleri sorguluyor. Burak olayında çok kıskanç davrandım ama haklıydım. Burak kendine has karizması olan biri aynı zamanda zeki. Bana hiç sempatik gelmese de birçok kızın sempatik bulacağı bir tip. Neyse şu an Gizem bana doğru yürüyor. Suratında tatlı bir gülümseme var belli ki onu mutlu eden bir şey olmuş. Birazdan sorarım. Şen bir sesle bana sesleniyor. 

- Günaydınnnnnnn Gökhancım. 

- Günaydın Gizo. Bakıyorum pek enerjik ve mutluyuz.

- Planın işe yaradı. Burak bu akşam benimle yalnız konuşmak istiyor. 

- Yalnız derken?

-Abi seni tanımasam benden hoşlanıyorsun diyeceğim. Bu ne kıskançlık?

- Gizem akşam o çocukla konuşurken telefonun açık olacak ve her şeyi dinleyeceğim. 

- Tamam.

- Bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim. 

- Kahvaltıya geç kalıyoruz ve ben geç kalmayı hiç sevmem.

O bunu söyleyince güldüm ve asansöre bindik. Yukarı çıktığımızda Burak yoktu. Açıkçası bu beni şaşırttı. Burada olmasını beklerdim. Gizemle karşılıklı oturduk biraz atölyeden bahsettikten sonra konu Arya'nın doğum gününe geldi. Merak edip sordum.

-Arya'ya bu yıl ne aldın?

- Daha almadım ama aklımda bir fikir var. 

- Ben her yıl zorlanıyorum bu konuda. Aklında ne var?

-Söylemem. 

-Peki bana hediye alırken yardımcı olur musun?

- Tabii ki.

- Bak ne soracağım ama kızmayacaksın.

- Söz vermiyorum.

- Sesinin güzel olduğunu kızlar biliyor mu ya da geçen gün sokakta şarkı söylediğini?

- Bilmiyorlar. Sen geçen gün çektiğin videoyu bana gösterir misin?

- Şifreyi biliyorsun zaten istediğin zaman izleyebilirsin. Birkaç tane fotoğraf da var onlara da bakarsın. Bu arada benim de sesim güzel haberin olsun.

- Ne? Şu an şok oldum. 

- Ama bak sır. 

Eliyle ağzını kapatıyormuş gibi yaptı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi gülümsedi. O an anladım ki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyordu. 

- Söyle hadi kızmayacağım. 

- Bir ara birlikte şarkı mı söylesek?

- Hayır. 

- Böyle diyeceğini biliyordum. 

- Gizem aşağı inip gelmeyen çocukları çağırmalıyız. Bu arada Burak ortalarda yok. 

- Ben bir arayım.

O gidip telefonla aradı ama açmayınca lobiye inip oda numarasını öğrenmeye gitti. Sanırım oda telefonunu da açmayınca Gizem odasına bakmaya gidecekti. Odasına yalnız gitmesini istemediğimden onunla birlikte odasına gittik. Cidden bu çocuk neden Gizem ile yalnız konuşmak istiyordu? Bu kafamı fazlasıyla meşgul ediyordu. Duygularımın bu kadar geç farkına varmışken birinin Gizem'i benden uzaklaştırmasından korkuyordum. 

Bir Gizemdir YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin