49.Bölüm

35 17 7
                                    

Anlatıcı: Gizem

4 Gün Sonra

Bir hız treninde gibiydim zaman hiç durmadan geçiyordu ve bize sadece anılarımız ve yaşadıklarımız kalıyordu. Hayatım yoğun bir koşturma halindeyken kendime vakit ayırma fırsatım olmadı. Ya okulda ya atölyede ya da hastanedeydim. Eve çok geç gelip çok erken çıkıyordum. Gerçi son dönemde ailemde bana daha da çok yardımcı oluyordu. Babam sabah okula bırakıyordu. Akşam da annem okuldan alıp atölyeye bırakıyordu. Böyle böyle bir düzen kurmuştuk. Babam bana sunumda nerelerin üstünde durmam gerektiğiyle ilgili tüyolar veriyordu. Hatta ben sunumu ona birkaç kez sunduktan sonra babam da bana bir defa sunmuştu. Yıllardır büyük sunumlar yaptığı için can alıcı noktaların ne olduğunu çok iyi biliyordu ve beni o şekilde yönlendiriyordu. Sunum hazırlıklarının arasında Burak'ı da ihmal etmiyordum. Mümkün olduğunca programımda yer açıp onu ziyaret ediyordum. Yarın hastaneden çıkıyordu.

Bu arada bugün sunumum var. Atölyeye beni babam bırakacak dolayısıyla yolda son defa notlarımın üzerinden geçebileceğim. Tahminlerime göre sunum kırk beş dakika ile bir saat arası bir süre olacak. Bu arada toplantının sonunda Utku da bize katılacak. Bu sunumda benim emeğim olduğu kadar onunda emeği var. Bize verdiği fikirler sayesinde İzmir'de olmasa bile başka illerde mutlaka bu fikirleri kullanacağız. Aslında Utku gerçek bir yetenek çünkü bilgisayar çizimleri mükemmel. Ben de onunla aynı programı kullanıyorum ama benimkiler onunkilerin yanında çocuk oyuncağı gibi kalıyor. Neyse konuya dönmem gerekirse birkaç saat sonra sunum var ve ben çok stresliyim. Zaten bildiğiniz üzere ben stresli olduğum zamanlarda çok konuşuyorum. İşte bu an da o anlardan sadece biri. Off zaman yine çok hızlı ilerliyor okul bitti bile. Arabaya bindiğimde babam da benim kadar heyecanlı. Bu sunumda yalnız olacağım. Yanımda Gökhan olmayacak çünkü ben İzmir işiyle uğraşırken o tamamen İstanbul atölyelerine konsantre oldu. Ben gerginlikle konuşmaya başlıyorum. 

-Baba çok heyecanlıyım. 

-Merak etme kızım. Her şey çok güzel olacak. Ayrıca torpidoda senin için ufak bir şey var.

Torpidoyu açtığımda bir kutu çıkıyor. Kutuyu açtığımda ise kırmızı bir dolma kalem ama aynı zamanda lazer işaretleyicisi de var. Notta şöyle yazıyor:

En güzel işlere imza atarken yanında olması dileğiyle.

Mutlulukla babama bakıyorum. Bu çok güzel bir hediye. Mutlulukla babama teşekkür ediyorum. Bir süre sonra atölyeye varıyoruz. Artık içimdeki heyecan duygusu mutluluğa dönüşmüş vaziyette. Hızlıca toplantı odasına geçip hazırlıklara başlıyorum. Masaya suları yerleştirip bilgisayarımı hazırlıyorum. Projeksiyon yardımıyla bilgisayarımın ekranını perdeye yansıtıyorum. Kalemimle perdede deneme yapıyorum. Bir süre sonra firmadan geliyorlar. Onlarla tokalaşıp sunuma başlıyorum. Sunumu notlar alarak ilgiyle dinliyorlar. Babamın verdiği tüyolar cidden işe yarıyor. Slaytlardaki çizimleri gördüklerinde raporda yazanlar daha da oturuyor. Sunumda seçeceğimiz yol haritası belirleniyor. Bana sorulan sorulara slaytlardan cevap veriyorum. Babamla deneme sunumu yaparken babam bana olası sorular sormuştu dolayısıyla sunumun sonuna onlara dair de slaytlar eklemiştim. Sunumun sonuna geldiğimizde onları Utku ile tanıştırıyorum. Onlar da çizimlerin sahibini gördüklerinde mutlu oluyorlar. Her şey bittiğinde  üzerimden tonlarca yük kalkmış gibi hissediyorum. Eşyalarımı toplayıp Utku ile arabaya doğru yürümeye başlıyoruz. İkimizin de yüzü fazlasıyla gülüyor çünkü uykusuz zamanların ve onca emeğin karşılığını almış olmak tarif edilemez bir his. Arabaya bindiğimizde babam ikimizi de kutluyor ve bizim eve doğru yola koyuluyoruz. Eve vardığımızda beni şaşırtan bir manzara karşıma çıktı. Bizim bütün ekip Burak da dahil olmak üzere kocaman bir masanın etrafında bizi bekliyor. Şaşkınlıkla onlara bakıyorum. Bir süre sonra eşyalarımı odama bırakıp onlara katılıyorum. Yemek boyunca Utku ile yan yana oturduk. Masadaki genel konu benim yaptığım sunum ve sunum sonrasında aldığım geri dönüşler. Herkesin sorularına cevap verirken bir yandan da yemek yemeye çalışıyorum çünkü stresten gün içinde pek bir şey yememiştim. Bir süre sonra herkesin bana olan soruları bitiyor. Bu sefer ben soru sormaya başlıyorum. İlk sorum Burak'a oluyor. 

Bir Gizemdir YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin