15.Bölüm

111 63 17
                                    

Anlatıcı: Gökhan

Gizem her zamanki gibi sabah erkenden kahvaltıya inmişti ve beni bekliyordu. Bugün alana gideceğimiz için ekip kaptanları olarak biz ve seçtiğimiz on kişi bizimle gelecekti. Geri kalanlar ise şehrin tadını çıkarıp enerji depolayacaktı. Bu yüzden kızlar da bugün gezmeyi tercih edenlerdendi. Gizem kahvaltıda balo konusunu açtı. 

- Bu akşamki balo için ekibindekilerle konuştun değil mi? 

- Evet hepsiyle konuştum bir problem gözükmüyor.

- Bu akşam otobüsle değil ayarlanan arabalarla oraya gideceğiz. Sen önden gidersin ben çocukların hepsini kontrol edip en son gelirim.

- Sen nasıl istersen. Ama bu akşam bırak onlarda istedikleri gibi eğlensin.

- Eğlencenin dozunu kaçırmadıkları sürece sıkıntı yok benim açımdan. Orada önemli iş insanları olacak o yüzden ben bu akşam yeni sponsorluklar ayarlamaya çalışacağım. Sen o sırada gözünü ekipten ayırma. Bir de kızlar da seninle gider, aklım onlarda kalmasın. 

- Merak etme. Hadi kahvaltımızı yapalım da kalkıp işleri bir an önce halledelim. 

- Tamamdır. 

Kahvaltımızı edip seçtiğimiz ekiple beraber yola çıktık. Alan tahmin ettiğimizden daha büyüktü. Bu bize ek alan sağlıyor. Dolayısıyla şanslıyız. Biz gitmeden birçok şey yarın için hazırlanmıştı. Biz sadece belli sayımları yapıp ekipmanların bazılarının kalibrasyonunu yaptık ve işimiz kısa sürede bitti biz de böylece Gizem'in ısrarı üzerine yarın için planladığımız işleri de yaptık. Aslında Gizem ve ben yaptım çünkü Gizem diğerlerine kıyamayıp onları da gezmeye yolladı. Böylece ikimiz giriş kartlarını basıp alfabetik sıraya göre tasnifledik. Ardından yemek yemeye gittik. Yemekte sohbeti fazla kaçırınca hızlıca otele gittik. Malum Gizem son dönemde tam bir kontrol manyağı oldu. Aslında bu akşam Gizem'in nasıl olacağını çok merak ediyorum bu yüzden de geceyi iple çekiyorum. 

Üç saat sonra...

Kravatımla cebelleşirken Eskişehir Atölye grubuna gelen mesajı gördüm. 

Gizem: Eğer kravatıyla ya da papyonuyla cebelleşen varsa kaldığımız katın buluşma alanına gelsin. 

Uras: Ben hemen geliyorum.

Bu fırsatı tabii ki kaçıramazdım. Gizem'in nasıl olduğunu fazlasıyla merak ediyordum ve bu öğrenmek için güzel bir şanstı. Buluşma alanına doğru yürümeye başladım ve karşımda Gizem tüm güzelliğiyle duruyordu. Karşısındaki Uras'ın bir yandan saçını düzeltiyor diğer yandan kravatını yapıyordu. Onu ve Uras'ı izlemeye başladım. Çok komik görünüyorlardı. Gizem Uras ile oğlu gibi ilgileniyor bir yandan da ona uyarılar yapıyordu. Dayanamadım ve gülmeye başladım. Benim gülmemle birlikte bakışları bana döndü. 

- Gökhan kaç yaşına geldin hala kravat bağlayamıyor musun?

- Bunun yaşla alakası yok. Takımın ütüsü bozulmasın diye fazla uğraşmak istemedim. 

- Eminim öyledir.

- Bu arada çok hoş olmuşsun. 

- Teşekkür ederim. 

Uras araya girdi. 

- Kavalyen var mı Gizem?

- Uras ben masal kahramanı mıyım ne kavalyesi ?

- Ben bugün Arya'nın kavalyesiyim de ondan sordum. Ayrıca prenses gibi olmuşsun. 

- Ben Arya ile aynı odada kalıyorum benim haberim yok böyle bir konu olduğundan. 

- Tatlı kız.

- Öyledir. Ama abisi var ya o efsanedir. 

- Uras daha Sinan Abimiz ile tanışmamış. 

- Merak etme Uras. Sen şimdi Arya'yı ara. Gökhan sende Vera'yı al. Seni onun kavalyesi ilan ediyorum. Ben de diğer çocukları kontrol edip geleceğim. 

- Tamam Gizem. 

- Bir rujumu sürüp lobide diğerlerini bekliyor olacağım. 

Ben asansöre Gizem ise odasına doğru yürümeye başladı. Bu akşam tüm gözlerin onun üzerinde olacağı kesin ve bu beni rahatsız ediyordu. Niye rahatsız ediyor onu bile bilmiyorum. Galiba Arya ve Vera'yı dinlemeliydim. Ama ne demişler son pişmanlık fayda etmez. Hoş galiba şimdiden bile geç kalmıştım. 

Bir Gizemdir YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin