27.Bölüm

75 46 4
                                    

Anlatıcı: Gökhan

Gizem'i arayıp ulaşamayınca meraklanıp evine gitmeye karar verdim. Tam kapıyı çalacakken kulağıma gitgide yakınlaşan bir motor sesi geldi merakla yola doğru baktım. Tam o sırada motor evin tam önünde durdu ve motordan biri indi. Kask olduğu için kim olduğunu anlayamıyordum. Kaskın çıkmasıyla motordan inen kişinin Gizem olduğunu anladım. Yanındakinin Burak olması beni zıvanadan çıkarmıştı. Bu çocuk hayatımıza daha yeni girmişti ve Gizem çocuğa güvenip motoruna biniyordu. Hatta ve hatta onun yanındayken benim telefonlarımı açmıyordu. Ben tam konuşmaya başlayacakken Gizem konuşmaya başladı.

- Selam Gökhan? Hangi rüzgar attı seni ?

-Sen telefonunu açmayınca merak ettim. 

-Motorda duymamışım. 

Bu kadar rahat olması beni rahatsız ediyordu. Cidden bir de sempatik sempatik gülüyordu.

-Gizem sen motora binmezsin normalde.

- Burak çok iyi kullanıyor ve cidden bu alet oldukça iyi. Biz kapıda durmuş sohbet ediyoruz. Hep beraber bir kahve içer miyiz?

Burak ve ben kabul ettikten sonra hep beraber içeri geçtik. Gizem hızlıca mutfağa yönelip bize kahve koydu. O sırada Burak da Gizem'e yardımcı olmaya çalışıyordu. Ben ise salona geçmiş sakinleşmeye çalışıyordum. İşin kötü tarafı neye sinirlendiğimi de bilmiyordum. Ben tam aklımdaki düşüncelerle boğuşurken Gizem ve Burak gülüşerek salona girdi. Burak neşeyle söze girdi. 

- Bugün Gizem beni Kadıköy'de çok güzel yerlere götürdü. Sanırım onun sayesinde İstanbul'a hızlıca alışacağım. 

- Gizem iyi bir tur rehberidir. Eskişehir'de beni de güzel gezdirmişti. 

- Abartmayın gençler. 

- Gizem, Burak ile nerelere gittiniz?

- Kitapları aldık yemek falan yedik öyle gezdik biraz.

- Burak sen okula neyle gideceksin?

- Metroyla giderim herhalde.

Gizem iyi niyetle söze atladı. 

- Hep beraber gideriz o zaman. Arya ve Vera servis kullanıyor ama ben genelde çıkışlarda atölyeye gittiğim için metro kullanıyorum. Sabah sokağın başında buluşur öyle okula gideriz. Tabii eğer sende istersen?

-Çok güzel olur hem bende yolu öğrenmiş olurum. Bu arada ben daha geç olmadan gidiyim. Malum yarın okulda ilk günüm. 

Burak'ın kalkmasıyla birlikte ben de eve doğru yola çıktım. Belli ki yarın uzun bir gün olacaktı. Bakalım Burak okula kolay alışabilecek miydi? Hoş yanında Gizem olduğu sürece oldukça kolay olacağa benziyordu. Yarından itibaren Gizem'in dediği gibi Burak'ı sevmeyi deneyecektim. 

Sabah

Sabah metro durağında Gizem'in her zaman oturduğu yere yakın olan kapının orada bekliyordum. Metro yanaştı ve metroya bindim. Birkaç adım ilerledikten sonra Gizem ve Burak'ı aynı kulaklıktan müzik dinlerken buldum. Burak Gizem'e bir şeyler anlatıyor Gizem ise merakla dinliyordu. Onlara doğru yaklaştıkça konunun müzik olduğunu anladım. Yanlarına vardığımda Gizem ile göz göze geldik. Gizem içten bir selam verdi. Bu saatte yine fazlasıyla enerjikti. Ben konuya girmek amacıyla konuşmaya başladım.

- Burak nasılsın?

- İyiyim Gökhan sen?

- İyi. Bu arada çıkışta atölyeye gidiyoruz gelmek ister misin?

Bu sorum Gizem'i oldukça şaşırtmıştı. Çünkü benden böyle bir şey beklemiyordu. Normal şartlarda Burak'a karşı hep ters olmuştum ama baştan başlamanın zamanı gelmişti çünkü eğer ona karşı ters davranırsam Gizem'in üzerinde ters tepebileceğini fark etmiştim. Gizem Burak bir şey söylemeden söze girdi. 

- Burak Eskişehir'de bizimle çalıştın. Atölye dediğimiz yer aslında deponun olduğu ve birkaç tane çalışma odası olan bir yer. Ama eğer bizi tanımak istiyorsan oraya gelmeni öneririm. Tabii eğer başka bir programın yoksa.

- Gelmeyi çok isterim. Hem dün akşam babamla konuştum eğer sizin içinde uygunsa bende sizin ekibinizde çalışmayı istiyorum. Ama bunu bir sponsorunuzun oğlu olarak değil bir gönüllü olarak istiyorum. 

- Valla bize uyar. Ne kadar çok gönüllü o kadar çok çocuk demek. O zaman anlaştık çıkışta atölyeye gidiyoruz.

Birkaç durak sonra okula varmıştık. Gizem ve ben aynı sınıfta okuduğumuz için sınıfa doğru yürüyorduk. Ama öncesinde Burak'ı müdürün odasına götürmüştük. Tam merdivenlere yönelmişken müdürün asistanı Gizem'i çağırdı. Öyle olunca Gizem çantasını bana verdi ve odaya doğru ilerledi. Ben sınıfa girdikten beş dakika sonra Burak ve Gizem birlikte sınıfa girdi. Gizem hızlıca lafa başladı.

- Burak da bizimle aynı sınıftaymış. Bu hafta okula alışması için ona biz yardımcı olacakmışız. 

- Tamam o zaman bizim arka sıra boş oraya geçebilirsin. Ön sırada Arya ve Vera oturuyor.

-Arya ve Vera gelmedi mi?

- Kantine inmişler. 

- Gökhan sen Burak ile biraz takılsan olur mu? Ben kızlarla bir şey konuşmalıyım da. 

- Tamam. Ama gelirken bana su alır mısın? 

- Alırım. Burak sen bir şey ister misin?

- Teşekkürler  bir şey istemiyorum. 

- O zaman ben kaçtım. 

Tüm enerjisiyle Gizem yanımızdan ayrıldı. Ben de Burak'ı sınıftaki diğer insanlarla tanıştırdım. Burak herkese karşı çok samimiydi. O an anladım Gizem ile neden bu kadar iyi anlaştıklarını. Bu arada bugün Gizem'e not gelecek mi çok merak ediyorum. Umarım gelmez ama eğer gelirse benimle paylaşacağını bildiğimden içim biraz olsun daha rahat. Tüm o duyguları içinde yaşamasını istemiyorum.


Bir Gizemdir YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin