Bu şey değil mi? Bilge'yle göz göze gelen KS jshdjlkdldh
Alt Başlık ⚜ Bir daha bana bir şey atmadan önce iki kere düşünürsün...
Karanlıktı. Görüşüm, odanın içi ve geleceğimiz. Kaybolup tekrar belirginleşen görüşümün arasında bir şey seçtim. İki parmağının üzerinde duran küçük beyaz hap. "İçmezsen daha da artacak." dediğini işittim.
Parmakları dudaklarıma değdiğinde ağzımı açtım. Hayatımda hiç böyle hissetmemiştim, ağrıdan da ötede bir şeydi bu. Dünyam sarsılıyordu şu an. Zorlukla hapı yuttuğumda yüzümün bir tarafında duran elini hissedebiliyordum. Gözlerimi yumdum, böyle yapsam geçmiyordu ama şu durumda görmek de iyi gelmiyordu. Başımı hızlı hızlı inip kalkan göğsüne çekince bir süre öyle bekledik. Sessizce. Ne kadar sürdüğünü bilmiyordum ama o berbat hissin azalışını hissederken saatler geçmiş gibi gelmişti. Hava daha da kararmış, gökyüzü siyaha bürünmüştü, oda camdan giren ay ışığıyla aydınlanıyor, yüzünü seçebiliyordum.
"Biraz daha iyi misin? Etki etti mi?"
"Azaldı." Sesim çok kısık, kelimeler ağzımdan zorlukla çıkıyordu.
"Kağıtlarda kısa sürede etki ettiği yazıyordu. Ayağa kalkabilecek misin?" diye sorduğunda bulanık görüşümü düzeltmek için gözlerimi sımsıkı yumup birkaç saniye sonra tekrar açtım. Görüşüm de yerine gelmişti. Onaylar gibi başımı salladığımda bu hareketimin azalan ağrıya bir etkisi olmadı. Ayağa kalkarken kendisiyle beraber beni de kaldırdı. Kollarımdaki ellerini çekmeden önce yüzüme bir bakış atıp iyi olup olmadığımı kontrol etti. O an aklıma dediği şey geldi. "Üçüncü evre dedin."
Bu sorum onu rahatsız etmiş gibiydi. "Yazan belirtilerin hepsini gösterdin. Aniden bayılma, şiddetli artan ağrı, soğuk soğuk terlemen... Neyse, şimdi bunun üzerine yoğunlaşmanın bir faydası yok." Bunları anlatırken yüzü o kadar düşmüştü ki benden daha çok üzülmüştü resmen. "Ağrın azaldı mı?"
'İyiyim, sorun yok.' demeye çalışır gibi uzanıp elini tuttum. "Evet, hızlı etki ediyormuş gerçekten."
Dudaklarını yalayıp birbirine bastırdı ve sessizce başını salladı. Vücudu bana yan durmuş, cama dönüktü. Kapıya doğru bir adım attı ama birden vazgeçip yavaş hareketlerle diğer kolunu kaldırıp sırtımdan sardı. Yanağını başımın üzerine koyduğunda ortam sessizliğe büründü. Gözlerimi yumup boşta kalan elimi sırtına koydum ben de. Durup bir süre sessizliğin arka fonundaki kalp atışlarımız ve nefes seslerimizi dinledik. Ağrım neredeyse yok denecek seviyeye inmişti.
"Kötü düşünmeyelim." dedim elimle sırtını okşarken. "Bir şey olmamış gibi devam ediyoruz tamam mı? Ben kötü hissetmiyorum."
"Neden bizi buluyor bunlar? Tüm hayatım boyunca toplasan bu kadar şey yaşamamışımdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI
Ciencia FicciónBilim Kurgu | Romantik | Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir hafta...