BÖLÜM 23 ⚜ UMUDU ÖLDÜRMEK

3.3K 469 873
                                    

Okuyup oy veren ve yorum yapan, sıralamada bir tık üste çıkmamda yardımcı olan kişiler benim için çok değerlisiniz, teşekkür ederim. 💙

Alt Başlık ⚜ İkinci Ş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alt Başlık ⚜ İkinci Ş.D. kim?

Ama o öyle bir şey dedi ki söylemek istediğim her şeyi yuttum. "Bu fular Eslem'indi."

"Ne?" Eslem onun en değerlisiydi. Ve ondan kalan tek hatıra şu an ikimizin elleri arasındaydı. Ne düşüneceğimi bilmiyordum zira donakalmıştım. Bu fular çok anlamlıydı, çok özeldi.

"Ben Türkiye'ye gelirken Eslem bunu bavuluma bağlamıştı. Bu, bana onu hatırlatan tek şey."

"Aras bu..." Resmen dilim tutulmuştu. "Bunu nasıl başkasına emanet edersin? Çok değerli bu."

"Başkasına değil... Sana."

"Ama... En başından beri bu bendeydi. Ya onu kaybetseydim?"

"O zaman anlamışım demek ki."

"Neyi?" Yüzündeki ifadeye düşen yumuşaklık, dudaklarının hafifçe kıvrılmasıyla somut bir şekilde kendini gösterdi. Sorumun cevapsız bırakıp gözlerini benden çektiğinde ben de fulara baktım. Eslem onun için çok değerliydi, onu ne kadar içten sevdiğini anlayabiliyordum, aralarındaki bağın farkındaydım. Bu onun için çok değerli olmalıydı. Bana emanet etmemesi gerektiğini düşünüyordum.

"Bunu almamalıyım." derken sesimdeki ürkek tonun farkındaydım. Onu reddetmiyordum, sadece bu fular çok değerliydi.

Keskin bakışları benim ürkek bakışlarımla birleşti. "Bunu almaman çok şey demek Şura." Konuşmaya devam etmedi ama bakışları çoktan bu cümlenin devamını getirmişti. "Bunu bana yapma."

Gözlerine bakarken 'Biz neler yaşadık da buralara geldik böyle?' diye sorgulamaya başladım. O bakıştan, o sözden, bana verdiği değeri bu kadar özel ifade ettikten sonra bu fuları nasıl reddedebilirdim? Onu nasıl reddedebilirdim ben? Fuları gözüm gibi koruyacaktım. Yatağın üstünde açık duran eline uzandım. Elim avcunun üstüne kapandı. Ne yaptığımı bilmiyordum, çok tuhaf ama umursamıyordum da. Başımı yorgunca omzuna yaslayıp gözlerimi yumdum. O da diğer elini yüzüme düşen saçlara koyduğunda sessiz kaldım. Önceden bana yaklaştığında bile tepki veriyorken şimdi bana dokunduğunda rahatsız hissetmiyordum. Biz ne ara bu konuma geldik Kapanın Sahibi? Kafamın bunca karışık oluşuyla yorulmuş ve ona yaslanıp rahatlamak istemiştim ama saçlarımın arasından geçen parmaklarını usulca yanağımda gezdirdiğinde kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalışmam gerekti.

Birden "Nehirdeyken yarım kalan bir konuşmamız vardı hatırladın mı?" diye sordu. Başımı omzundan kaldırdığımda elinin yanağıma değdiği yerde kalan hissizliği düşünmeden edemiyordum.

Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin