Alt Başlık ⚜ Emir'in Adamları Burada
Ne oldu da kendimi yeniden Kapanın Sahibi'yle yan yana yürüyor buldum ben? Sağ yanımda bebek adımlarıma uymaya çalışarak bana eşlik ediyordu. Sonuçta bensiz yolu bulamazdı. Bu arada içimden Nuri amcaya da teşekkürlerimi eksik etmiyordum. Belki yardıma ihtiyacım olurmuş, belki yolda düşermişim... Sokakta beni gören herkesin yardım edeceğine adım gibi emin olsam da ona nasıl olmaz diyebilirdim ki?
Aslı, sulama alanlarında çıkan sorunu çözmek için kurulumunu bilen birini çağırdığında boşta olan sadece ben vardım. Eğer ben gitmezsem bir daha ki nöbet değişimine kadar sorun çözülemeyecekti, zaten işim olmadığı için kabul ettim. Önce sorunu çözmeye uğraşacaktım, olmazsa yedek boruları kuracaktım. İş basit ve şu an ki durumum için vakit geçirebileceğim en iyi işti. Tek sıkıntı Nuri amcanın Kapanın Sahibi'ni de peşime takmasıydı. O gelmezse gitmeme izin vermiyordu ve eminim ki gitmemem için beni odaya kilitleyebilirdi. Hem bana bakıcılık yapması hem de işi öğrenmesi için onu peşimden yolladığını itiraf bile etmişti.
Yanımda sessiz ve etrafı gözlemleyerek yürüyordu. Bakışları tedbirli ve derindi. Anlam veremedim. Seralara yaklaşana kadar hiçbir şey konuşmadık, aramızdaki soğuk savaş yeniden patlak verdiğinden değil de etrafa bakmaya o kadar odaklanmıştı ki. Ama tabi bu önemli detayı atlayamazdım, soğuk savaş tekrar başlamıştı.
Seraları uzaktan gördüğümde etrafı çimenlerle dolu toprak yola ayak basmıştık bile. İyi ki kampımızın yüz ölçümü bu kadar genişti. Kampımızın büyük surları şehirdeki çeşit çeşit evlerin olduğu ilçeden, tarım arazilerine kadar olan büyük çaplı yamuk bir daireyi çevreliyordu. Biz kampın kuzey doğusunda yaşasak da bulunduğumuz yerden kampın kuzeyi olarak adlandırdığımız yer yürüme mesafesiydi. Kuzeyde tarım arazileri, hayvanlar ve seralar vardı. Biz surların kuzeyini korumakla görevliydik. Bunları aslında Kapanın Sahibi'ne anlatmam gerekiyordu ama uzaktan bana seslenip heyecanla yanıma koşan Aslı'yla tüm odağımı ona verdim.
"Bilge! Sonunda!" Nefes nefese kalmıştı, yanıma ulaştığında bileğimden tutup zor sağladığım dengemi bozdu.
Uzaklara dalıp giden Kapanın Sahibi birden kolumdan tutup dengemi sağlamama yardım etti. Kolumu parmaklarından uzaklaştırıp Aslı'ya döndüm.
"Ne oldu?"
"Babamlar burayı bana emanet ettiler. Ama borulara bir şey olmuş daha hiçbir şey yapamadım. Eğer onlar gelene kadar halledemezsem bir daha bana nasıl güvenir?"
"Tamam sakin ol. Bir bakalım."
"Boruların bozulması sıkıntı değil de bu işin altından kalkmam lazım."
"Tamam göster, bir çaresini buluruz."
"Ya buluruz da... Senin bu durumda olduğunu bilmiyordum. Duymuştum da, bu kadar olmanı... İyi misin? Ben başkasını çağırayım istersen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI
Science FictionBilim Kurgu | Romantik | Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir hafta...