Bu bölüm önemli bir bölüm o yüzden okuyan herkesten bölüm sonunda yorum yapmasını rica ediyorum ❤
Alt Başlık ⚜ Hayal ettiği güç, kabusu olur.
Sesi duyduğumuzda anında birbirimizden ayrıldık. Aras bedenini geri çekse de tek elini sırtımdaydı. Göremiyordum ama gözlerimin içine baktığını hissediyordum. "Ben bakıp geleceğim." diye fısıldadığında nefesi yüzüme değiyordu. O ilerlerken ben de arkasından gidip rafın karanlık tarafında bekledim. Göz hizamdan çıktığından birinin "Böyle demek de çok tuhaf oluyormuş." dediğini duydum. Ses uzaktan geliyordu.
Bir kız "Bilge!" diye bağırdığında kulağıma çarpan ses dalgalarıyla doğru orantılı olarak gülümsemem yüzüme yayıldı. Rafın arkasından çıkıp bahçeye koştuğumda onu gördüm, Deren gelmişti. Geleceği aklıma bile gelmemişti ki. Ortada buluştuğumuzda birbirimize sımsıkı sarıldık.
Fuat "Aşıklar kavuştu." diye espri yaptığında güldüm.
Deren saçlarımı severken "İyi misin? Fuat olanları anlattı, iyileştin mi?" diye sordu. "İyiyim iyiyim. Siz?"
Başını geri çekip "Ama yüzün, ne olmuş sana böyle?" diye sordu kaşları endişeyle çatılmış, yanağımda kabuk tutan yaraya bakıyordu. Yaralarım iyileşmişti aslında. Kabuk tutan yer küçücük kalmıştı. Ondan ayrılıp elini tutarken "Hadi gelin oturalım." deyip koltuklara doğru adım attım ama Fuat "Dışarıda duralım." dedi. Hep beraber dışarı çıktık. Sadece Fuat ve Deren'in geldiğini düşünüyordum ama tek değillerdi. Kapanın Sahibi'nin yanında Can'ı görmeyi beklemiyordum.
Şaşkınlıkla "Can?" dedim. Yüzündeki yaralar kapanmış, morluklar gitmiş, alçıları çıkmıştı. İyi gözüküyordu.
"Ne haber Bilge?" Gülümsedi.
"İyi gözüküyorsun." Şu an gerçekten mutluydum. Bulunduk sanıp korkmak bir yana, arkadaşlarım gelmişti. Hepsinin yüzü gülüyordu ya, bana yetmişti.
"Çok iyiyim." deyip Deren'e baktığında Deren sinirli bakışlarla karşılık verdi. Gülmeden edemedim. Aralarında kesin bir şey olmuştu, kesin.
Deren'le sandalyeye oturduğumuzda Fuat, Aras'a dönüp "Oğlum siz neredesiniz? Deminden beri sizi arıyoruz?" diye sordu.
Aras sakince cevapladı. "Duyunca geldik."
"Onuncu seslenişimde duydunuz." O kadar çok seslenmişler miydi? Kaşlarımı çatmış düşünüyorken Deren'in elimi sıkmasıyla ona döndüm. Bakışlarında çok şey gizliydi ama hepsini anlıyordum. Bir şeyler sezmiş ve bunu bana anlattırmadan rahatlamayacaktı. Aynı bakışları ben de ona gönderdim, gerçi onunki kadar etkili olmamış, kaşlarını kaldırıp dudaklarını kıvırmasıyla kaçışı bir olmuştu. Bir şeyler olduğu besbelli ortadaydı. Can'ın yüzünde güller açıyordu.
"Hadi gelin de oturup konuşalım neler oldu." diyerek onları da yanımıza davet ettim. Can "Olmaz durun, çay getirdik size. Çay yapalım yoksa bu geceyi atlatamayız." deyip içeri girdi. Aras da ateşi yakayım deyince Fuat da ona yardım etmeye başladı. Üçü takılırken ben de Deren'in şişen göbeğine bakıyordum. Sadece bir haftadır görmüyordum ama sanki büyümüş gibiydi. Elimi karnına koyup "Büyümüş mü bu minik kız." dediğimde Deren'le aynı anda birbirimize baktık.
"Kız dedin!"
"Bilmiyorum ağzımdan öyle çıktı birden. İnşallah kızdır."
"Ben de kız olmasını istiyorum. Şimdiden bir sürü kız isim düşündüm bile ama sağlıklı olsun en önemlisi o." Elini karnına koyup konuşmaya devam etti. "Sen bildiğin için sana büyümüş gibi geliyor ama kimse fark etmiyor." Bebek neredeyse altı aylık olacaktı ve Deren'in karnında gözle görülür bir büyüme yoktu. Bu durum pek normal değildi ama kendimi belki bebek biraz zayıf bir bebektir ya da Deren'in ailesinden gelen bir özellik de olabilir diye düşünerek rahatlatıyordum. Kimseyi tedirgin etmeye gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI
Ficção CientíficaBilim Kurgu | Romantik | Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir hafta...