BÖLÜM 1 ⚜ KAPANIN SAHİBİ

17.5K 1.1K 2.5K
                                    

HİKAYEYE BAŞLADIĞINIZ TARİHİ YAZAR MISINIZ?

Konuya giriş yaptığım için sadece ilk bölüme özel, uzun bir bölüm oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Konuya giriş yaptığım için sadece ilk bölüme özel, uzun bir bölüm oldu. Diğer bölümler normal uzunlukta. Keyifli okumalar :) 

Alt Başlık ⚜ Tuzağı kimin kurduğu değil onu kimin kurtardığı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alt Başlık ⚜ Tuzağı kimin kurduğu değil onu kimin kurtardığı

Isırılmış yeşil elma.

Boyumdan üç metre yüksekteki surların üzerinden bana bakıyordu. Tam sınırın üstünde. Ben ise sınırın dışındaydım. Kafamı kaldırıp sesimi duyurmak için Tarık'a bağırdım. "Nerede?"

Tarık sınırın üzerindeki zeminde emekleyerek daha demin bıraktığım elmaya ulaşıp senelerdir elma görmemiş gibi elmamı ısırdı. "Sen Bilge değil misin bunu da bilemiyor musun?"

Esprisine gözlerimi devirdim. "Çok bayattı bu. Ve o elmayı dönünce yiyecektim!" Tabii o an düşündüğüm kadar kolay dönemeyeceğimi bilmiyordum.

Bacaklarını sarkıtıp sallamaya başladı, elma olan elini ileri uzatıp dolu ağzıyla "İşte geliyor seninki." dedi. Yüz metre kadar ileride, ağaçların arasındaki yaratığı gösteriyordu. Gerçi ben buradan yaratığı göremiyordum ama Tarık'ın ağzındaki çiğnenmiş elmalara olan görüşüm gayet temizdi.

Bu öğlen, Tarık ve ben sınırda nöbetçiydik. Nöbetçi olduğumda hep Tarık'la denk geliyordum, sanırım ikimiz de kampa sonradan katıldığımız için listede art ardaydık. Arkadaşlığımız da böyle başlamıştı ama Tarık'ın kendini bana, elma yerken ağzındakileri görmemi dert etmeyecek kadar yakın hissettiğini bilmiyordum. Bu iyiydi aslında, ben de başkasının tükürüğüyle kaplı, çiğnenmiş meyve görmeyi severdim.

Yerden bulduğum taşı ona fırlatırken "Ağzını kapatsana sen!" diye bağırdım. Gayet ciddi söylemiştim ama Tarık ona isabet ettiremediğim taşa gülmekten fark edememişti bile.

Surların bitiminden itibaren başlayan ağaçlığa girince, içimde o tanıdık adrenalini hissetmeye başladım. Bir ağacın arkasında durduğunu görebiliyordum. Ağacın arkasına geldiğimde hafif esintiyle sallanan ağaç yapraklarının hışırtısı, nefes alışveriş sesimle karışarak heyecanımı ve onu yok etmeye olan isteğimi tetikliyordu. Dürbünümle gördüğüm yaratığı karşımda buldum.

Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin