Bilim Kurgu | Romantik |
Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir hafta...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alt Başlık ⚜ Beni bu bataktan kurtarmak istiyordu ama o batağın kendisi olduğundan bihaberdi.
Ben cevap vermeyince "Ne düşünüyorsun?" diye sordu. Sanki ses tonu, düşünecek bir şey yok dermiş gibiydi.
Şu an için diyecek bir şeyim yoktu, ben kararımı vermiştim. İçimdeki ses kalmamı söylese de istikrarımı bozmadan yoluma devam etmeliydim. Bilge'ye bir şey çaktırmadım. "Her neyse. Bundan bahsetmeyelim şimdi. Sen daha iyisin?"
Bana ters ters bakarak sırtını yatağa yasladı. "Çok hoşuna gitmeyecek ama iyiyim."
Gülüp oturduğum koltuktan kalktım, yatağın ayak ucundan dolaşıp pencereye yürüdüm. Dışarıda olaylar yine eksik olmuyordu.
Fuat ve Tuğkan sokakta Caner'le hararetle bir şey tartışıyorlardı. Onlar konuşurken Deren'de yanlarına gelip konuşmaya katıldı. Ellerimi göğsümde kavuşturup "Seninki gelmiş." dedim.
"Benimki mi?"
"Kurşun asker burada." Bilge'nin yüzünün gülüyor olmasını bekleyerek arkamı döndüm. Gözlerini yere indirip düşüncelere dalmıştı. Yine anksiyete bakışlarını yakalayacağımı düşünüp konuşmaya başladım ama sözümü yarıda kesti. "Bak yine başlarsan bu sefer..."
"Kurşun asker buraya gelemez." Bunu özel olarak neden vurguladığını anlamadım. Caner'in tekerlekli sandalyesinden dolayı üst kata gelemeyeceğinin farkındaydım.
"Sen yanına in." Birden rahatsız oldu.
"Benim işime burnunu sokup durma. Her seferinde konu bir şekilde kapanıyor ama bu, rahatsız olmadığım anlamına gelmez."
"Konuyu değiştirmeye çalışıyormuşsun gibi geliyor. Her neyse, ben senin kötülüğün için bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Bundan sonra seni istesen de rahatsız etmeyeceğim zaten, o yüzden çok dert edinme."
"Gideceksin yani? Kesin."
"Evet."
"Senin kararın, bundan sonra bir şey diyemem ama mendilin bende."
"Anlayışın için teşekkürler. Belki bir gün mendilimi almaya gelirim. Ben aşağıya iniyorum şimdi." Kapıdan çıkmadan önce son kez arkamı döndüm, içimden gelmişti. Odadan çıkarken arkamdan bakan Bilge'nin gözleri arkamı döndüğümü görünce merakla benimkilerle buluştu. "Mendilim sende."
Yüzünde sakin bir gülümsemeyle başını yukarı aşağı salladı. Onu odada yalnız bırakıp merdivenlerden inerken Caner'le ilişkilerinin ne kadar tuhaf olduğu kafama takıldı. Kurşun asker buraya gelemez derken sanki düşman bu kaleye giremez der gibi söylemişti. Klasik sevgili triplerine benzemiyordu ki o an aklıma geldi. Önce 'Görmekten kaçtığım şey buraya gelemez' sonra da 'Kurşun asker buraya gelemez' demişti. Ve Deren'in dedikleri. 'Balerin olmazsa kurşun asker hikayesi de olmaz ya da hikaye sona erer. Bilge'nin nasıl hayati bir konumda olduğunu düşün.'
