BÖLÜM 18 ⚜ AZRAİLİNE GÖTÜRÜYORUM SENİ.

3K 501 301
                                    

Şimdiden uyarayım, bölümü okurken nefes nefese kalıyorsunuz öyle olaylı bir bölüm oldu. Bunun hatırına herkesten yorum yapmasını rica ediyorum :) 

Alt Başlık ⚜ Sokakta seslerimiz yankılanıyordu, her an önümüze bir tabari çıkabilirdi ve bizim silahımız yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alt Başlık ⚜ Sokakta seslerimiz yankılanıyordu, her an önümüze bir tabari çıkabilirdi ve bizim silahımız yoktu

Onu ölümüne götürdüğümü söylemiştim. Ama o önüme geçip ölümüne koşmaya karar vermişti. Bunu neden yaptığını anlamıyordum. Bu yaptığı şey, onca zamandır gösterdiği hayatta kalma çabasını boşa çıkarmıştı. Benim için değmezdi. Bunu benim için yapmış olamazdı. Ona bakıyordum ama o gözlerini bir yere kilitlemiş asla oynatmıyordu. O da sorguluyordu bu fikri belki de, neden yaptım ki diyordu. Sahi neden yaptın ki Kapanın Sahibi? Hayatını neden onların önüne serdin? 

Etrafımı çevreleyen adamların yarısından fazlası onun yanına gittiğinde, sabit yüz ifadesine baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Etrafımı çevreleyen adamların yarısından fazlası onun yanına gittiğinde, sabit yüz ifadesine baktım. Neden öyle bakıyorsun Kapanın Sahibi, neden? Bir tepki ver. Şimdi sadece beni değil, seni de alıyorlar! Benim ne olacağım meçhul ama senin nereye yol aldığın gün gibi ortada. Her zamanki gibi bir yolunu bulmamız lazım, gözlerime bak. Benimle iletişim kurmana bu kadar ihtiyacım varken neden gözlerime bakmıyorsun?

Adamlar üstünü arayıp etrafını çevrelediğinde benim etrafımdakiler birbirlerine Mirza'yı bulduklarına inanamadıklarını anlatıp kendi kendilerine şaşırıyorlardı. Etrafındaki adamlar onu benim önünde durduğum kapıya doğru ilerletiyorken Aras transtan çıktı, gözleri gözlerimi bulduğunda o bakışlarından bir fikri olduğunu anlamıştım. O an resmen saatlerdir bu anı bekliyormuşum gibi rahatladım. Biliyordum. Bir şey yapacağını bakışlarından anlamıştım. Bana bir şey yapmam gerektiğini ya da planına dahil olmam gerektiğini söylemedi.

O sırada Korhan da dahil olmak üzere etrafımdaki adamlar beni tutmayı unutmuş, Aras'ın şokunu yaşıyorlardı. Aras, asıl hedeflerini onlara unutturacak kadar mı önemliydi? Korhan'ın şakaklarımdaki silahı indirip elinde tuttuğunu gördüm. Ağrılarımın da katlanabileceğim dereceye inmesiyle bu fırsatı değerlendirmem gerektiğini biliyordum. Plan kurmadım, buna vakit yoktu. Kollarımın arkadan bağlı olması dirseğimi Korhan'ın kaburgalarının arasına sertçe geçirmeme engel değildi. Acıyla iki büklüm olduğunda çevik bir hareketle elinden silahı alırken arkasına geçip silahı arkamda duran ellerimle kaldırabildiğim kadar yükseğe kaldırıp onlara tuttum. Vücudum yan duruyor, elimdeki silah en fazla göğüs hizamda Aras'ı tutan adamlara doğruydu. Herkes durdu. "Bırakın onu!" dedim gözlerimden ateş saçarken. Bunun olmaması için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Bu sırada Aras ne planladıysa ona vakit kazandırıyordum. 

Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin