ÖZEL BÖLÜM ❝YENİ YIL❞

2.1K 255 638
                                    

Bebeğin adını şimdi açıklamak istemediğim için Minik Fare adını sıkça duyabilirsiniz, şimdiden uyarayım. Mutlu okumalar :)

 Mutlu okumalar :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son bölümden 2.5 ay sonra | Olay akışına uymayan bir iki detay var, spoiler olmaması için bilerek eklemedim. O yüzden olay akışından bağımsız diyelim :)

❝❞

Adım seslerimi olabildiğince sessiz tutmaya çalışarak kışın soğuğunda cayır cayır yanan sobanın önüne geldim. Kucağımdaki odunları düşürmeden sobanın önünde çöküp hepsini dizlerimin yanına koydum. Soba gayet sıcaktı ama yeni doğum yapan Deren ve bebeğimizi sıcak tutmak için ısının biraz bile düşmesine izin vermiyorduk. Sobanın kapağını açıp iki odun attıktan sonra kapattım. Kenarda kalan odunları da boşalan odun sepetine bırakıp ellerimi silkeledim.

Bebek uyanmasın diye sessiz olmaya çalışıyorduk ama iki saatte bir uyanıp emmek istiyor, Deren'i de Can'ı da üç haftadır uyutmuyordu. Can, yavaşça onların olduğu odadan çıkarken yüzüme bakıp fısıldayarak "İkisi de uyudu. Sonunda." deyince odaya girmekten vazgeçip koltuklara oturdum. Gözüm önce duvardaki saate, hemen ardından yanındaki takvime ilişti.

18:15, 31 ARALIK

Bu gece yılbaşıydı. Eğer nöbetini Tuğkan'a kilitlemeyi başarırsa Kapanın Sahibi'yle geçirdiğimiz ilk yılbaşı olacaktı. Aslında çoktan gelmeliydi. Kapının hafif hafif tıklandığını duyduğumda ani bir refleksle koltuktan fırladım. Bedenim resmen onun gelmesini bekliyordu. Kapıyı açtığımda ablam ve onun elinden tutan Deniz'le karşılaştım.

Deniz'in "Teyze! Fare uyuyor mu!" diye neşeyle bağırmasıyla teyzelik duygum hayal kırıklığımın üzerini örttü. Ablama bakıp "Artık uyumuyor." deyip güldüm.

Ben eğilip Deniz'in ayakkabılarını çıkartırken ablam konuştu. "Kızım sana bağırma demedim mi ben? Bir daha gelmek istediğinde getirmeyeceğim ama."

Ayakkabıları çıkan Deniz, annesinin dediklerini hiç umursamadan üzerindeki kocaman montuyla yalpalayarak sabırsız adımlarla içeri girdi. Can'ın onu yakalayıp sevmeye başladığını gördüğümde ablam da içeri girdi. Bana sarılırken "Nasılsın bebeğim?" diye sordu.

"En son gördüğünden beri çok değişmedim abla." deyip güldüğümde o da gözlerini kısıp yanımdan geçti. Birbirimizi en son kahvaltıda görmüştük. Haftalardır ablamların eviyle Derenlerin evi arasında mekik dokuyordum. İki yeğenimi de çok seviyordum ama ne yapayım? Kapıyı örterken ablam, Can ve Deniz'in karşısındaki koltuğa geçmişti. Can, yeğenimin şapkasını ve atkısını çıkartmış, şimdi de montunu çıkarıyor bu sırada onunla şakalaşıyordu.

Ağlama sesini duyduğumda direkt olarak odaya girdim. Deren de gözlerini açmış, yatakta yanında yatan bebeğini kucağına alıyordu. Minik Fare annesinin kokusunu duyduğu an ağlamayı bıraktığında kucağında küçücük kalan bebeğe özlemle bakıyordum. Onu en son üç saat önce falan kucağıma almıştım. İnsan, kokusunu bile özlüyordu.

Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin