BÖLÜM 50 ⚜ ZERRE

2.3K 278 532
                                    

Merhaba, çok heyecanlıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba, çok heyecanlıyım. Çok özledim bölüm atmayı da yazmayı da ♥

Bölümü okumanız uzun sürebilir, yorumlarını bekliyor olacağım, bizi yalnız bırakmayın ♥

Alt Başlık ⚜ Hayat Bayram Olsa

KAPANIN SAHİBİ | KONAKTAN AYRILMADAN ÖNCE

Koltukta karşısına oturup dirseklerimi dizlerimin üzerine koyarak ellerimi birleştirdim. Sırtını yumuşak koltuğun arkasına yaslamış, rahat olduğu kadar temkinli bir şekilde oturuyordu. Yüzü bana dönüktü.

"Otuz iki yıl önce verdiğiniz söz..." diye söze girip duraksadım. Cümleyi nasıl devam ettireceğimi hesaplamamıştım ama o da ne demeye çalıştığımı, o sözün arkasındaki anlamları bildiğimi ve onun da bunları daha bana söylemeden önce kabullendiğinin farkında olduğumu biliyordu.

"Otuz iki yıl önce, Sevde ile birbirimizin ailesi olduk. Bir yuva kurduk." dedi sadece.

"Vermeden tuttuğum söz..." Bana bu sözü tuttuğumu söylemişti, her şeyin farkındaydı. Durdum, bir an sessizlik oldu. "Şura zaten benim yuvam."

Sakince yutkundu. "Biliyorum evlat. Her şeyin farkındayım. Belki de Şura'dan bile önce fark ettim bunu." İlk karşılaştığımız günden beri bana evlat diyordu. "Şura'ya kendini koruması konusunda hep güvendim. Yine de listenin başında olması konusunda tedirgindim. Sen çıkageldiğinde, seninle ilgili haberler aldıkça tereddüt etmedim. Senden emin olduktan sonra onun adını listenin üstüne çıkartıp, dikkatlerini dağıttık."

"Ya gelmeseydim?"

"Planı yaparken birinin gelmesini beklemiyordum." Bu durum hoşuma gitmemişti.

"Onu tehlikeye atacaktınız yani?" Bu yaptığı bir baba olarak ne kadar doğruydu?

"Bir yolunu bulurdum." Çatılan kaşlarımı ve birbirine bastırdığım dişlerimi görmüyordu ama bir şekilde öfkemi fark etti. Sırtını yaslandığı yerden kaldırdı ve aynı benim gibi dirseklerini dizlerine yaslayarak oturdu. "Doğumundan beri işkence gibi bir hayat süren torununu mu öncelikli tutardın yoksa korunaklı bir yaşam süren kendi çocuğunu mu?" Durdu, sanki yüzümü görüyormuş gibi başını dosdoğru yüzüme çevirmişti. "Zor bir soru değil mi evlat? İkisi için de elimden geleni yapmaya çalıştım. Sonucunda ikisi de kurtuldu."

Yutkundum ve cümleyi düzelttim. "İkisi de büyük hasarlar alarak kurtuldu." Dudaklarını gergince birbirine bastırdığını gördüğümde devam ettim. "Hasta ve hiçbir günahı olmayan diğer küçük çocuk ise öldü."

Başını iki yana salladı. "Büyük bir savaş yaşandı. Elbet kayıplarımız olacaktı."

"Oldu da. Fakat en başından bu savaşı durdurabilecek tek kişi sizken harlamayı tercih ettiniz." Başını yukarı aşağı sallarken öne eğmiş, birleşen ellerindeki parmaklarını birbirine kenetlemişti.

Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin