[Seal-stand by me]
[Cem karaca- Mavi liman]Kollarında tir titrediğim adamı kendimden itmeye çalışırken göz yaşlarım bakış açımı bulanıklaştıryordu. Elimin tersiyle gözlerimi silerek son bir kez mücadele ettim kollarının arasından çıkabilmek için.
"Bırak... Allah aşkına bırak beni. Gitmem gerekiyor..."
Atıf abinin bağırarak bir şeyler söylediğini duyuyordum ama ne söylediğini tam olarak kavrayamıyordum."İçeri geçiyoruz hemen!" Diye bağırdı Ali kollarını bana daha fazla sarıp korumaların etraflarını sardığı Nazenin ve Merve'ye dönerek.
Kollarında tir titrediğimde ,hissedip alnıma dudaklarını bastırıp belimi kavrayarak beni kucağına aldı.
"Gidiyoruz bir tanem bitti. Korkma."
Başımı iki yana salladım. Hiçbir şey bitmemişti her şey yeni başlıyordu.Asansöre binip bizim dairenin önünde durduğumuzda kızlar önde biz arkadan girdik eve.
Ali beni koltuğa bıraktığında titrememi kontrol altına alabilmek için ellerimi koltuğun yumuşak yüzeyine bastırdım.
Nefesim kesilir gibi olduğunda ellerimi boğazıma sardım.
"Panik atak geçirecek. Bir şeyler yapmamız gerekiyor."Ali yanıma geldiğinde öksürerek ayağa kalkmaya çalıştım.
"Pencereyi açın hemen." Diye bağırdı Ali.Belimi kavrayıp beni açık pencerenin önüne taşıdığında bir hışımla üzerimdeki ceketi de çıkarıp attı.
Derin derin nefesler almaya başladığımda rahatlayarak başımı Ali'nin göğsüne yasladım."Geçti güzelim,geçti."
Tekrar belimi kavrayarak beni koltuğa doğru yürüttüğünde kızların elinde bir kağıt olduğunu fark ettim.
"Nedir o?" Ali benden önce davranıp sorduğunda ,Merve yerdeki ceketime baktı.
"Ceketinin cebinden düştü."
Yerimden kalkarak hızlıca yanına gidip kağıdı aldım elinden.
Kağıdı elinden aldığımda eski bir gazete parçası olduğunu anladım.
Bulanık gözlerle yazılanları okuyamadığımda elimin tersiyle gözlerimi silerek tekrar okudum.'Bursanın köklü ailelerinden olan turanlı ailesi ,bursada bir ilke imza atarak yüksek prestijli tarihî bir otel projesine başladı."
Gözlerimden ardı ardında akan yaşları tekrar silerek alttaki fotoğrafları inceledim.
Bir fotoğrafta babam önüme eğilmiş ve gülümseyerek ayakkabılarımın bağcıklarını bağlıyordu.
O günü çok iyi hatırlıyordum.
Babam'ın kazandığı bir ihaleden sonra bir gazeteyle röportaj vermiştik.
Alttaki diğer fotoğrafa baktığımda daha şiddetli ağlamaya başladım.
Babam ablama sarılmıştı ve ben de annemin yanında oturmuş ikisine kötü kötü bakmıştım.Gazeteyi ters çevirdiğimde arkasındaki not'u fark ettim.
'Bugün kızımın doğum günü... O olmadan geçen tam tamına 7 yıl.
Bunlar daha iyi günler... Ahmet Turanlı yaşadığım bütün acıları misliyle yaşayacak.
Bu ikinci uyarımdı, üçünücü uyarı olmayacak çünkü o gün geldiğinde uyarmakla kalmayacağım...
Ahmet Turanlı'ya sevgilerle...'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN
Teen FictionŞimdi yapmazsam bir daha asla yapamayacağımı biliyordum. İçime titrek bir nefes çektim ve belki de ömrüm boyunca boynuma zehirli bir sarmaşık gibi dolanacak o sözleri söyledim. "Ayrılmak istiyorum." İlk an gözlerinden garip bir ifade geçse bile heme...