38.Bölüm: İlk yılbaşı

1.6K 56 245
                                    

[Joe strummer-mondo bongo]
[İkiye on kala-Bütün İstanbul biliyor]

Hayata her zaman ideallerimiz ve inandığımız gerçekler var olurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayata her zaman ideallerimiz ve inandığımız gerçekler var olurdu.
Hiç şüphesiz ki ailem bana en büyük idealin kalp kırmamamak olduğunu öğretmişti,şimdi şöyle bir etrafıma bakıyordum ki etrafımda beni seven ve bana değer veren insanlar vardı.

İnandığım gerçekler ise bana hep Allah'ın var olduğunu ,her şeyi görüp bize çekemeyeceğimiz acıyı vermeyeceğini söylerdi.
Başıma gelen şeyler de benim imtihanımdı demek ki.
Allah görüyor ve beni bununla sınıyordu.

Notu cebime koyan adamın başına tek kurşun sıkılarak öldürülmüş halde bulmasından sonra içimdeki öfke ve kin daha da artmıştı.
Artık bana bunu yaşatanlardan korkmuyordum, aksine karşıma çıksınlar istiyordum.

Elimle bir kez daha ağrıyan dizlerime masaj yaptığım esnada kapı açıldı ve Ali düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayarak gülümseyerek içeriye girdi.
Beni yatağın köşesinde oturmuş bir vaziyete beklemediği için gülüşü soldu ve hızlıca yanıma gelerek beni kucağına alıp yerden kaldırdı ve yatağa oturttu.
"Ne oldu güzelim? Bir yerin mi ağrıyor?"

Başımı iki yana sallayarak dizlerimi gösterdim.
"Hayır ama dizlerimde biraz sızı var."
Telaşla kolların belimden çekerek dizlerime baktı.
"Çok mu ağrıyor? Hastaneye gidelim hemen. Düştün de bana mı söylemedin yoksa?" Dedi telaşla.

Eğilip yanağına sulu bir öpücük bıraktım.
"Dedim ya sadece hafif bir sızı. Hem emin ol ben düşsem, sen benden önce hissedersin."

Gülümseyerek başını salladı.
"Hissederim."
Yanağıma küçük öpücükler bırakıp dudaklarının yolunu boynuma doğru ilerletti.
Boynumu öpüp emmeye başladığında hafifçe inleyerek başımı geriye doğru attığımda az önce emdiği yere küçük bir öpücük kondurarak zorlukla başını çekti.

"Nasıl bir şeysin sen? Sana doymak mümkün değil."
Gülümseyerek başımı boynuna gömdüm.
"Bu gece yılbaşı gecesi ama ben çok halsizim."
Yaşananların üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti ve ben o günden beri fiziksel olarak kendimi halsiz ve yorgun hissediyordum.

Eli hızlıca alnıma gittiğinde hemen sonra dudaklarını hissetim alnımda.
"Ateşin yok. Bugünlerde hep halsizsin kesin başka bir şey var. Yarın ilk iş hastaneye gidi-"
Dudaklarımı dudaklarına bastırarak lafını bitirmesine izin vermedim.

Dudağına bir öpücük daha kondurduğumda gülümseyerek geri çekildim.
"Hep böyle susturacaksan ben sabaha kadar konuşurum ama konuyu değiştirdiğini sanma çünkü yarın dersten sonra ilk iş hastaneye gidiyoruz."
Eğilip yanağımı hafifçe dişlediğinde hemen sonra elimi tutarak yataktan kaldırdı beni.

"Kırmızı yakışmış,esmer tenin öyle güzel ortaya çıkmış ki seni bu odada kilitli tutma isteğimi körüklüyor."
Merve şans getirdiğine inandığı için kırmızı giyinmemi istemişti. Hata iç çamaşırlarımı bile zorla kırmızı seçmişti.
Pekala bu ayrıntıyı Ali'nin bilmesine gerek yoktu.

SADECE SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin