18.Bölüm:Gören gözler duyan kalpler mabedi

2.8K 225 177
                                    

[Shawn mendes-mercy]
[Son feci bisiklet- zaman yok]

Keyifli okumalar.🌷
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🖤

Aslında insan oğlu hep korktuklarını yaşardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aslında insan oğlu hep korktuklarını yaşardı. Gardımızı aldığımız ne varsa ,bunu yaşayamam olmaz dediğimiz ne varsa günün birinde illaki gelir ve bizi bulurdu.

En olmadık şekilde en olmadık zamanda girmişti hayatıma, daha kendi sorunlarımla bile baş edemezken ,bir ilişki düşüncesi kulağıma hep imkansız gelirdi.
Ama şimdi onu evinin kapısında elimde ki kahve bardaklarıyla dikilirken, ne içinde olduğum durum nede,geriye kalan engeller umrumdaydı.

O kafeteryadan arkasına bile bakmadan çıktığında,ben donmuş gibi durduğum yerde dikilmeye devam etmiştim. Kendime geldiğimde ise sınıfa çıkıp çantamı almıştım Alper her ne kadar konuşmak istese de onu sert bir dille reddetmiş ve geri kalan derslere bile girmeden eve gelmiştim.

Gecenin bir yarısı olmasına bile aldırmadan elimdeki kahveleri yere bırakıp önünde durduğum kapıyı yumruklamaya başladım.
Birkaç kez daha vurduğumda açılmayınca yorgun düşen bedenimi kapının dış çerçevesine yasladım.
Tek başıma asansöre binemediğim için merdivenleri kullanmak zorunda kalmıştım ve bu yüzden nefes nefese kalmıştım.

Son kez elimi kaldırıp kapıya vuracakken kapının açılmasıyla gülümseyerek yerimde dikleştim.
Vücudu gözlerimin önüne serildiğinde yutkunamadan edememiştim.

Bütün omzunu kaplayan dövmesi ay ışığı gibi parlıyordu ,karın kasları ve belinden düşecekmiş gibi duran şortuyla resmen günaha davet ediyordu.

Bakışlarımı zorda olsa yüzüne çevirdiğimde ,beni beklemediğini bakışlarından anlamıştım.
"Her gelene kapıyı böyle mi açarsın sen?" Dedim sinirle gözlerimi kısarak.
"Ne işin var burada." Dedi sorduğum soruyu es geçerek.
Alınganca yüzüne bakıp,eğilerek yerde ki kahve bardakalarını aldım.

"Hani istediğim zaman gelebilirdim buraya."
"En son bu teklifi kabul etmedin diye hatırlıyorum." Dedi sertçe.
"Biraz öyle oldu ama şimdi diğer teklifi yerine getirmeye geldim." Dedim elimde ki kahveleri göstererek.

"Ve yanlış anladığın şeyleri açıklamaya geldim."
Bir şey söylemeden yana kaydığında dinlemek istediğini anlamıştım.
Kahveleri ona uzattığımda isteksizce yüzüme bakmaya başladı.
"Yine sarı sırıklık yapmaya başladın." Dedim kahveleri eline tutuşturarak.

Eğilip ayakkabılarımı çıkardığımda çantamı da vestiyere bırakarak gayet rahat bir şekilde onu takmadan solana geçip oturdum.
Orta sehpanın üzerinde duran içki şişelerini göstererek.
"Hep bu kadar içer misin?" Diye sordum.

Sehpanın üzerinde yer açıp kahve bardaklarını bıraktığında omuz silkti.
"Pek içmem,sadece üzgü-... neyse boş ver onu, sen neden geldin." Dedi hızlıca.
"Üstüne bir şey giy de konuşalım, beni yanlış anladın ve şimdi anlatmak istiyorum."
Başını sallayıp odadan çıktığında,ben de ayağa kalkıp pencereleri açtım,çok olmasada hafif bir alkol kokusu vardı içerde.

SADECE SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin