Şimdi yapmazsam bir daha asla yapamayacağımı biliyordum.
İçime titrek bir nefes çektim ve belki de ömrüm boyunca boynuma zehirli bir sarmaşık gibi dolanacak o sözleri söyledim.
"Ayrılmak istiyorum."
İlk an gözlerinden garip bir ifade geçse bile heme...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hâkim olamadığım bir titreme bütün vücudumu ele geçirdiğinde titreyen bacaklarımı zorlukla hareket ettirerek kadının ardından kapattığı kapıya doğru koşarak dışarıya çıktım. Kapıdan çıktığım gibi bir bedene çarpmamla titreyen bedenim geriye doğru savruldu. Çarptığım kişiye bile bakmadan toparalanıp koridorun soluna doğru koşmaya başladığımda hemen sonra kolumdan çekilerek tekrar eski yerime döndürüldüm.
"Bade. Ne oluyor?" Şaşkınca beni tutan Ali'ye döndüğümde. Telaştan bana çarpanın o olduğunu bile fark edememiştim. "Gitti. Yakalamam lazım onu." Dedim kolumu tutan elinden kurtulmaya çalışarak.
Kolumu daha sıkı tuttuğunda bir eliyle de yanağımı kavrayarak yüzümü kendine sabitledi. "Dur dur. Anlat bana hemen kimi yakalaman lazım."
"Kadın ,kadın geldi. O adamın eski eşi olduğu söyledi. Belki kurtarır beni ondan. Bir şeyler biliyor olabilir peşinden gidelim Ali. Ne olursun gidelim." Dedim arkamı dönüp boş koridorda kadını arayarak.
Ali elimi tutup koridorun sonuna doğru koşmaya başladığında hızlıca ayak uydurdum ona. Birbirine çarpan ayaklarım yüzünden zorlansam da Ali'ye belli etmeden koşmaya çalıştım.
Koridorun sonuna vardığımızda birkaç kadın ve erkek vardı muayene odallarının önünde. "Hangisi. Görebiliyor musun onu?"
Kadını görememiş olmanın üzüntüsüyle başımı iki yana salladığımda yanımdaki duvara yasladım bedenimi. "Gitmiş işte. Gitmiş."
"Tamam sakin ol. Oturalım şuraya,Atıf nerede? Neden tek başınasın sen?" Göz yaşlarımı silerek bilmem der gibi omuz silktim. Geçip ikili sandalyeye oturduğumuzda kolunu belime sarıp göğsüne çekti beni.
"Hadi anlat bir tanem. Ne dedi sana?" "O adamın eski eşi olduğunu söyledi. Adamlarından duymuş bu sefer son demiş. Ba-bana kendini koru dedi. Kızım öldü sen ölme dedi." Hıçkırıklar içinde ağlayarak başımı boynuna gömdüğümde belimi sıkıca sararak bir eliyle de saçlarımı okşadı.
"İzin vermeyeceğim ,yemin ederim. Korkma bir tanem. Kimse dokunamaz sana söz veriyorum." Geri çekildiğimde göz yaşlarımı sildim elimin tersiyle. "Kadının o hali gözlerimin önünden gitmiyor. Çok üzgündü,gözleri boşluğa bakıyordu sanki. Kızım öldü sen ölme dedi bana. Ben ölmek istemiyorum Ali."
Ali sinirle ayağa kalktığında önümde volta atmaya başladı. "Bunlar nasıl bu kadar yakınına girebiliyorlar anlamıyorum ben ya. Kim bunlar lan,neden bulamıyorum ben bunları neden? Yemin ederim çıldıracağım artık,canımın yarısı böyle yanarken ben nasıl bir şey yapamam." Dedi büyük bir hırsla kendini kaybetmiş gibi dönüp durarak.
Onun bu hali beni daha fazla korkuttuğunda hızlıca oturduğum yerden kalkarak önünde durdum ve boynuna sarıldım. "Sen sakin ol bari. Ben kendimde değilim sen ayakta dur ne olursun."
