11. BÖLÜM

4.1K 193 2
                                    

PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN:

Bahçe de koyu bir sohbet vardı. Herkes eğleniyordu bu da beni mutlu ediyordu. Herkesin yüzüne tek tek baktım. Çoğuyla daha yeni tanışmama rağmen arkadaş olmuştuk. Seviyordum hepsini. Sohbet devam ederken abim ayağa kalktı bir anda. Bana bakıp gülümsedi ben kaşlarımı çatmış ona bakarken elini uzattı. Dik dik bakıyordum ki kendi tuttu elimi beni de ayağa kaldırdı. Baran Abiye göz kırptı. Ben ne olduğunu anlamadan bir parça çalmaya başladı. Sonrasında dans etmeye başladık. Abim kulağıma “Piraye’m artık affetsen diyorum,” dediğinde  bende kulağına doğru “Siz dediğimi yaptıysanız çok bile sürdü bu küslük,” dediğimde gülümsedi. Bu yaptım demek oluyordu. Ona sarılarak dans etmeye devam ettik. Bir müddet sonra kardeşi olanlar kardeşini alarak kalktı. Beyler de yan yana gelerek dans etmeye başladılar. Biz de onlara gülüyorduk. Baran Abiye baktığımda Dilan’a bakıyordu. aklıma gelen fikirle gülümsedim. “Abi Turan Yüzbaşının yanına yaklaşsan bir küçük eş değişimi yapsak sende Baran abiyle onu birleştirsen olmaz mı?” diye sorduğumda bana dik dik baktı. Sonra başını salladı. Yanlarına gittiğimizde abim “Turan alayım bir kardeşini ben,” dedi. Turan anlamıştı olayı o yüzden bir şey demedi. Şuan garip duruyordu çiftler ama bir şey olmazdı. Turan’a bakıp “Umaylara yürü yavaş yavaş,” dediğimde güldü. Yanlarına gittiğimde Umay’a bakıp “Akın Abimle azcık dans edebilir miyim?” diye sorunca Umay, Akın abime baktı onaylayınca değiştik eşleri. Şuan herkes sevdiği ileydi. Akın abi bana bakıp “Sen var ya acayip bir kızsın,” dediğinde gülümsedim. “Sevenleri kavuşturmak sevaptır abi,” dediğimde sinirle güldü. Biz oturduğumuzdan bir müddet sonra diğerleri de gelmişti. Biraz daha sohbet ettikten sonra abim “Ben gideyim de mangal için malzeme alayım,” dediğinde herkes onu onayladı. Emir “Bende geleyim komutanım,” dediğinde gerçekten özür dileğini anlamıştım. Abim kabul edince onlar çıkmıştı. Bizde kızlar olarak mutfağa geçmiştik. Geçer geçmez ikisi birden bana sarıldı. “Hayırdır oğlum?” diye sorunca Umay “Senin sayende dans ettik ya,” dediğinde “Ha ondan bahsediyorsunuz,” dediğimde güldüler. “Teşekkür etmek için siz hazırlık yapabilirsiniz,” dediğimde Umay ve Dilan sinirle bana baktılar. Bende onlara gülerek “Hadi canlarım kolay gelsin size,” dedim mutfaktan çıkarken. Onlar arkamdan söylenirken ben odama çıkmıştım. Üzerime daha rahat bir şeyler giymek istiyordum. Eşofmanları üzerime çekip öyle inmiştim aşağı. Kızlar mutfakta bir şeyler yapmaya uğraşıyordu. Kollarımı sıvayıp onların yanına yardıma gittim. Bir şeye karar verememişlerdi. Hangi tatlıyı yapacaklarına. Umay şekerpare yapalım diyordu, Dilan ise kadayıf yapalım diyordu. İkisi de benim içeri girmemle bana döndü ve “Piraye Şekerpare mi yapalım yok kadayıf mı?” diye sorunca bir müddet  düşündüm ve “Hadi gelin baklava yapalım,” dediğimde ikisi de gözlerini açarak bana baktı. Dilan “Abla çıldırdın mı sen hayatta yetişmez,” dedi. “İçeridekiler yatacak demedim ya onlar da açacak,” dediğimde güldüler ve işe koyulduk. Dilan bir ara “Ayy Umay abla ben sana demeyi unuttum abimin en sevdiği tatlıdır baklava ama ev yapımı olacak,” dedi. Umay “Hah çok güzel oldu o zaman bu,” dedi. Biz onu onaylarken hamuru yapmıştık bile. Hamuru beklemeye alırken yandan içini hazırlıyorduk. Evde fıstık olmadığı için abimi aradım. Uzun süre çalmıştı ama beyimiz açmamıştı. Ben oflarken kızlar bana baktı. Umay “Ne oldu?” diye sordu. “Abim telefona bakmıyor fıstık aldıracaktım,” dediğimde Dilan “Emir Abiyi arayalım o zaman,” dediğinde onu onayladım. “Sen arayacaksın o zaman bende numarası yok,” dediğimde Dilan “Abla sen arasan olmaz mı? Ben çekinirim bir şey istemeye de,” dediğinde gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Mecburen başımı salladım. Dilan telefon numarasını verince derin bir nefes alıp aradım. Çok geçmeden açınca konuşmaya başladım. “Alo, kimsiniz?” diye sorunca “Ben Piraye, abime ulaşamadım da sizi aramak zorunda kaldım,” dedim. Karşıdan anladığını belirten bir ses duyunca daha fazla beklemeyerek “Abime söyler misin gelirken antep fıstığı alsın,” dediğimde. Emir “Kaç kilo?” diye sorunca Umay’a baktım. Eliyle 2 yapınca başımı salladım. “İki kilo yeterli olacaktır,” dedim. Telefonu kapattıktan sonra Dilan “Abla neden Emir abiyle sizli bizli konuşuyorsun o olaydan dolayı mı?” diye sorunca ona “Böyle seslenmem daha doğru diye düşünüyorum,” dediğimde başını salladı. Hamur geldiği zaman kalktık ve açmaya başladık. Biz açarken abimler de gelmişti. Ben hamur açarken abim gelip başımdan öpünce ters ters bakıyordum ki abim elindeki çikolataları gösterdi. Kaç yaşında olursam olayım abim ne zaman kalbimi kırsa hep çikolata alırdı bana. Aynı zamanda Umay’a da. Umay ile birbirimize sırıtıyorduk ki abim “Hop hop sadece size değil onlar Dilan’a da verin,” dedi. Umay hemen “Abi sende bizi aç belledin ha,” dediğinde gülümsedik. Abim “İyi hadi kolay gelsin size,” deyip içeri geçti etleri hazırlamaya. Bizde işlerimizi halletmeye devam ettik. Baklava yapma işi bittiğinde bizde bitmiştik. Abimler mangalı yakmıştı etleri pişirmeye başlamıştı. Bizde oturmuş abimleri izliyorduk. Her şey hazır olunca yemeğe başladık. Sohbet muhabbet derken yemekler yenmişti. Masayı toplamış tatlıyı tabaklamıştık. Bahçeye oturduğumuzda herkes tatlıya dalmıştı. İlk yorum yapan Turan olmuştu “Çok güzel olmuş ellerinize sağlık,” demişti. Herkes onu onayladıktan sonra sohbet etmeye başlamıştık. Yarın dönüyorduk ve bunun yüzünden Tarık “Piraye ve Umay hadi bir şarkı söyleyin,” dedi. Umay onayladığı zaman bende onaylamıştım. Umay bana bakıp “Hangi şarkıyı söyleyelim?” diye sorunca ona ciddi misin bakışı attım. “Sevduğum’u söyleyeceğiz tabi ki ne söylemeyi planlıyorsun,” dediğimde hak verdi. Ben söylemeye başlayınca o da bana eşlik etmeye başladı.

“Sevdugum bak gözüme
Birsey söyle yüzüme
Ben severim uzaktan
Üzülme sen bize

Yine düstüm yollara
Yolun sonu gelmedi
Kaldi senden geriye
İki damla gözyasi…”

Biz devam edecekken abim girdi araya ve o söylemeye başladı. Abim söylerken herkes sevdiğine bakıyordu. Bizim söylediğimiz yerdeki gibi.

“Aglama dayanamam gözlerinin yasina
Biter bu dertler gecer sen kala bana yeter
Oy sevdugum gel yeter bu yagmurlar da geçer…”

Abim diğer kısma geçiyordu ki araya bir ses daha girdi. Herkes şaşkın gözlerle Emir’e bakmaya başladı. Emir söylüyordu. Sesi çok güzeldi.

“Yazdigim yazulari
Sayfalara sigmadi
Bu karanlik gecede
Sensiz sabah olmadi

Gözlerin gözlerime bakmayali cok oldu
Hersey yolunda idi ama bu ayrilik olmadi…”

En son kısma geldiğinde bende ona eşlik etmeye başlamıştım. Son kısmı birbirimize baka baka söylemiştik. O sırada kimse bizi takmıyordu herkes şarkıya odaklanmıştı zaten.

“Sevdugum dayanamam alsin beni bu duman
Ben olmasam da olur sende gittigin zaman
Oy sevdugum gel yeter bu yagmurlar da geçer”

Bitirdiğimiz zaman bizi alkışlamışlardı. O an kendime gelmiştim. O anın etkisinden çıkmıştım. Onun bana bakışı söylediğim içindi belki ama benim ona bakışım sözlerin anlamındaydı. Benim ona bakışım sevdadandı. Ben bunları düşünürken Oğuz “Emir Komutanım sizin de sesiniz güzelmiş,” dediğinde hepimiz onu onayladık. Ben dayanamayıp “Bu şarkıyı nereden biliyorsun?” diye sordum. O da “Karadeniz şarkılarına karşı ilgim var. Bu da en sevdiklerimden biri,” dediğinde gülerek başımı salladım. Biraz daha oturduktan sonra yatmak için odalara çekilmiştik. Odaya geçer geçmez Umay “Ay yüzlüm o nasıl güzel düetti öyle,” dediğinde gülümsedim. “Sesi güzel o yüzdendir,” dediğimde Dilan “Bu ses güzelliği değil bu bambaşka bir şey,” dedi. Yutkundum. Dilan “Umay abla aslında çok yakışmazlar mı?” diye sorunca kal gelmişti bana. Umay “Yakışırlar,” demişti. Bu bir şey belli etmemek içindi. Bu konu benim içimi daraltmıştı. Onların yanından kalktığımda ikisi de bana baktı. “Hava almak istiyorum bakmayın öyle,” dediğimde Dilan “Abla ben özür dilerim yanlış bir şey söylediysem,” dediğinde ona “Hayır bir şey demedin sadece ben bunaldım o yüzden çıkmak istedim,” dediğimde başını salladım. Odadan çıkıp hızlıca bahçeye geçtim. Bahçede otururken temiz havayı içime çektim. Bir ses duyduğumda kapıya baktım. Emir kapıdan bana bakıyordu. Ona baktığımda açıklama yaptı “Hava almak için çıkmıştım,” dedi. Başımı sallamakla yetindim. Yanıma gelip oturdu. Bana bakıp “Piraye ben o gün için gerçekten özür dilerim. Sinirim sana değildi orada kendimeydi,” dediğinde bende “Bende özür dilerim üzerime vazife olmayan şeyleri söyledim sana,” dedim. Ben susmasını beklerken konuşmaya devam etti. “Haklısın onu seviyorum ama bu güne kadar diyemedim. Bundan sonra da diyemem zaten,” dediğinde başımı salladım. O da devam etti “Hayatım boyunca yalnızdım. Her şeyi içimde yaşadım bir gün bile biri gelip bana nasıl olduğumu sormadı. Bir gün bile kimse içimdekileri bilmedi. Sen öyle deyince ne diyeceğimi ne tepki vereceğimi şaşırdım,” dediğinde gülümsedim. “Haklısın insanlar bazen kendi derdine düşüp etrafındakilere bakmıyor,” dedim sonra ona bakıp “Eğer istersen ben buradayım bir arkadaş olarak her daim yanında olurum. Anlatırsan dinlerim,” dedim. Emir şaşkınca bana bakıp “O kadar canını yakmama rağmen mi?” diye sorunca başımı salladım. “Evet her şeye rağmen yanında olurum,” dedim. Teşekkür ettikten sonra bir müddet daha oturduk. Sonra ben “Artık uyusam çok daha iyi olacak,” dedim. Başını salladıktan sonra odama geçtim

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin