PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;
Kuyumcudaki olaydan sonra 2 tane tektaş alıp çıkmıştık. Son olanlar iyice sinirlerimi bozmuştu. Üstüne böyle boş insanlarla karşılaşmak daha da sinirlenmeme sebep oluyordu. Her şeye rağmen bugün sakin olmalıydım. Arabaya bindiğimizde Çağın’a bakmayı akıl etmiştim.
Beni yalnız bırakıp gitmişti fakat nedenini sormayı ancak şimdi akıl edebiliyordum. Ona “Sen nereye gittin?” diye sordum. Bana bakmadan yola bakarak “Minik bir işim vardı,” dedi. Sorgulamadım daha fazla çünkü söylemek istese söylerdi. Sessiz bir yolculuğun ardından restauranta gelmiştik.
İçeriye girdiğimizde etrafa bakmaya başladım. Güzel bir masa kurulmuştu çiçeklerle de süslenmişti. Bizde balonları yerleştirdikten sonra her şey hazır olmuştu. Üzerimi değişmek için evlere geçmiştik. Aslında çok farklı şeyler giyinmeyecektim ama yine de değişmek istemiştim.
Hazırlanma işi bittikten sonra Papatya gelmişti onu da hazırladıktan sonra evden çıktık. Çağın da hazır olduktan sonra evden ayrıldık. Abimler direk oraya geleceği için biz önden gitmiştik. Yaklaşık bir saat üstüne Umay, Pamir ve Hümeyra gelmişti.
Umay ile birlikte siyah beyaz uyumu yapmıştık. Anlaşmasak bile öyle olmuştu. Umay “Yüzükleri göster bakayım,” dedi. Dümdüz tektaş almıştım fakat yine de gösterdim. En son her şeyi kontrol ettikten sonra abimleri beklemeye başladık.
Çok geçmeden gelmeye başladılar. Alparslan abim ve Akın abi yandan yana yanıma yaklaşarak yüzükleri aldılar. Biz de Umay’la arkalarında elimizde çiçekle duruyorduk. Sare ve Vera anlamaz bakışlar atarken Akın abi öncelik isteyerek Vera’nın elini tuttu.
Masanın bir yanına A ve V harfi diğer tarafına da A ve S harflerini yerleştirdim. Akın abi yanlış tarafa giderken Pamir “Hop hop yanlış yere gidiyon,” dediğinde ben gülmeye başladım. Umay “Pamir sen her yerde olmak zorunda mısın?” diye sorup gülmeye başladı.
Akın abi diğer tarafa döndüğünde Vera’nın önünde diz çöktü ve konuşmaya başladı. “Vera’m yıllar sonra geriye dönüp baktığımda tüm anılarımda sen ol istiyorum. Benimle evlenir misin?” diye sordu. Vera heyecanlı gözüküyordu. Derin nefes alarak “Evet,” dedi. Onlar sarılırken Umay çiçeği uzattı.
Onun peşinden Alparslan abim Sare’yi önüne alarak diz çöktü. Benim abim olduğunu belli ederek “Yüzbaşı Sare Öztürk, bundan sonraki hayatına benim soyismim ile devam edip. Benim karım olarak operasyonlara birlikte çıkar mısın? Benimle evlenip Yüzbaşı Sare Eyüboğlu olarak devam eder misin?” dedi. Sare gülerek “Evet,” dediğinde ben çiçeği verdim.
Pamir “İkizlere ortak evlilik teklifi yapılıyormuş,” dedi. Hepimiz ona bakarken Pamir “Demek kiiii Piraye ile bana da ortak evlilik teklifi edilecek,” dedi. Umay “Ne yani Hümeyra sana evlilik mi teklif edecek?” diye sordu. Pamir “Evet ortak olmalı,” dedi. Biz ona mal mısın bakışı atarken Mert abim “Pamir sen yaparsın evlilik teklifini boş konuşma,” dedi.
Pamir “Ederim be tamam,” dedi. Alparslan abim “Sen yap Piraye biraz daha dursun,” dedi. Çağın ve ben ha der gibi bakarken Alparslan abim bizi takmadı. Bizde üzerinde durmazken Turan ve Çağın bir yere doğru gittiler. İki dakika sonra ellerinde 5 tane çiçekle geldiler.
Turan elindeki bir çiçeği Pamir’e verdi. Çağın da birini Eftelya’ya verdi. Elinde kalan minik buketi eğilip Papatya’ya verdi. Onlar konuşurken ben Turan ve Umay’a baktım. Turan;
“Mevsimlerden papatyayı severim
Sonra seni
Sonra yine seni
Ve hep seni”dedi. Umay gülerek “Cemal Süreya” dedi. Turan başını salladıktan sonra elindeki papatya buketini Umay’a verdi. Onlara gözleri dolu dolu bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT FARKLI HAYAT
أدب المراهقين2 Asker, Savcı ve Doktor Birbirinden farklı dört hayatın hikayesi.