23. BÖLÜM

3.2K 178 3
                                    

3 HAFTA SONRA

UMAY’IN ANLATIMINDAN;

Piraye bir ayı aşkın süredir uyuyordu. Yaşam belirtisi vermiyordu bir aydır. Doktorlar ümidi kesmişti ama biz kesmemiştik ümidimizi o uyanacaktı inanıyorduk. Piraye’nin uyuduğu müddet boyunca hem işe gitmiş hem de hastanede kalmıştık. Herkes ölü durumdaydı artık.

Bu bir ayda Alp abi çökmüştü. Pamir desen gezen ölüydü. Bizimde ondan farkımız yoktu. Her gün Emir gelip yanına giriyordu. En azından girmeye çalışıyordu. Bugün ben ve Pamir duracaktık hastanede. Bir haftadır kesintisiz Alparslan abi kalıyordu. Bizim davalar olduğu için o kalmıştı.

Bugün de gitmek istememişti ama zorla göndermiştik onu. Her zaman yaptığımız gibi yoğun bakımın önünde oturmuş öylece bekliyorduk. Pamir derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. “Bir ay oldu onunla konuşmayalı,” dedi. Ben susuyorken o konuşmaya devam etti. “Tam bir aydır bana kızmıyor. Kıyafetlerine karıştığım için kavga etmiyoruz. Dağınık olduğum için kızmıyor bana. Saatlerce konuşup başımı şişirmiyor,” dediğinde gözümden bir yaş düştü. O susarken ben konuştum “Çok özledim onunla dertleşmeyi. Ona sarılmayı,” dediğimde Pamir “Ben de,” demişti.

Sonra ikimizde boş boş duvara bakıyorduk. Pamir “Umay hatırlıyor musun? Lise de bir kıza aşık olmuştum,” dediğinde anlamaz bakışlar ona attım. “Bir çok kıza aşık olmuştun hangisinden bahsediyorsun?” diye sorunca burukça gülümsedi ve “Hani şu üç abisi olup tekvandocu olan kız,” dediğinde başımı salladım. “Kız ile sevgili olmuştum ve kızın abileri mahalleyi basmıştı,” dediğinde gülmeye başladım.

“Evet Piraye ve ben zorla almıştık çocukların elinden seni,” dediğimde Pamir de gülerek “O gün bizi Piraye kıskanmış ve abilerine demişti. Tabi dayak yediğimi görünce kıyamayıp gelip ayırmıştı,” dediğinde şaşkınca ona baktım. “Bunu ben neden şimdi öğreniyorum?” diye sorduğumda Pamir “Şimdi şöyle ben trip atarken seni de yanıma çekmiş olacaktım bu sefer Piraye yalnız kalacaktı,” dediğinde gülümsedim.

Haklıydı çok pis trip atardım. “O olaydan sonra bir hafta evde kalmıştım. Korkmuştum çıkmaya da Piraye zorla çıkarmıştı,” dediğinde gülümsedim tekrardan. “Ne güzel anılarımız var,” dediğimde arkadan bir ses “Daha niceleri eklenecek o anılara,” dedi.

Kafamı çevirdiğimde karşımda Turan ve Emir vardı. Konuşan kişi Turandı. Kalkıp ona sarıldığımda göz ucuyla da olsa Emir’e baktım. Göz altları şişmişti. Omuzları çökmüştü öylece gelmişti. Sarılma faslı bitince onlar da bir yere oturdu.

Pamir’e baktığımda Emir’e baktığını gördüm. Pamir “Emir sana bir şey soracağım ve net bir cevap istiyorum,” dediğinde Emir yüzüne baktı. Pamir bunun üzerine “Piraye’yi seviyor musun?” diye sorduğunda Emir “Belli olmuyor mu?” diye sormuştu. Pamir cevabını almıştı. Herkes susmuştu bunun üzerine.

Saatler geçerken Yavuz yanımıza geldi. “Pamir seninle biraz konuşalım mı?” diye sorunca ben “Neden bizimle konuşmuyorsun?” diye sordum. Yavuz “Bilemedim bir anda yüzünüze demek nasıl olur o yüzden ilk onunla konuşmak istedim,” dediğinde Pamir “Gerek yok söyle burada,” demişti.

Dört kişi Yavuz’un ağzından çıkacak o sözleri dinlemeye başladık. “Bakın biliyorsunuz ki Piraye kazadan sonra makinelere bağlı yaşam sürmeye başladı. İyileşmesi için elimizden geleni yaptık ama artık sonuç alamıyoruz. Ne yazık ki umut artık bitti. Bugün artık onun makinelerden bağlantısını kesmemiz gerekecek,” dediğinde herkes birbirine bakıyordu.

Pamir başını iki yana sallayarak “Hayır hayır bunu yapamazsınız o ölemez,” dediğinde Yavuz “O zaten bir ölü Pamir sadece makineler ile onu hayatta tutmaya çalışıyoruz,” dediğinde ben çökmüştüm olduğum yere. Turan hızlıca yanıma gelmişti. Yavuz “Şimdi abine ve onu görmek isteyen herkese haber ver son kez onu görsünler,” dedi ve yanımızdan gitti.

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin