PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;
Bugün olanlar gerçekten çok ilginçti. Her şey birbirine girmişti. Akif bey dönmüş üstelik Emir’in annesi ile dönmüştü. Orada olan konuşmadan sonra Emir koşarak gitmeye başlamıştı biz de peşinden gidiyorduk.
Yürümekte zorlansam bile peşinden gitmek zorundaydım. Uzun bir yol gitmiştik ki Kübra “Abi yeter artık bir dur kız peşinden koşuyor,” dediğinde Emir durmuştu. Pişman olmuş bir şekilde arkasını döndü ve “Neden geliyorsun ki peşimden?” diye sordu ve devam etti. “Yataktan daha yeni kalktın,” dedi.
Onu durdurarak “Sakin olur musun bir şey olmaz,” dediğimde gözlerini kapatıp sakin olmaya çalıştı. Bende ona destek olmak için elini tutmuştum. Emir “Özür dilerim,” dediğinde anlamaz bir şekilde “Neden özür diliyorsun?” diye sordum. “Peşimden koşturdum seni o yüzden,” dediğinde ona “Emir saçmalamayı kes hemen ve kendine gel,” dedim.
Emir bana bakıyorken Kübra “Abi, Piraye abla haklı valla bir kendine gelsene,” dediğinde Emir başını salladı. Sonrasında “Hadi gel odana gidelim da dinlen biraz,” dedi. Bende onu onaylarken odama çıkmıştık.
Biraz sonra Meryem Teyze gelmişti. Emir onu görünce başını hemen önüne eğmişti ondan da utanıyordu. Ortamdaki kimsenin haberi olmadığı için bir şey yokmuş gibi davranıyorduk. Herkes öğrendikten sonra olaylar karışacaktı.
UMAY’IN ANLATIMINDAN;
Söyleyeceklerimi söyledikten sonra yanından ayrılarak Piraye’nin odasına çıktım. Turan ve Dilan da peşimden geliyorlardı. Odaya girdiğimde annem ve evin diğer fertleri ile karşılaştım.
Piraye bana gülerek baktı. Bir şey çaktırma demeye çalışıyordu. Hemen toparlanıp “Annemm,” diyerek sarıldım. Annem bana sıkıca sarıldıktan sonra yalandan sinirle “Siz nasıl baktınız benim kızıma heh,” dediğinde abim “Annem ne kızıyorsun ya senin kızın atladı,” dediğinde.
“Sus bakıyim sen, kızcağuzu gönderiysunuz siz ne edeydunuz da gidip kendiniz alamadınız çocuğu,” dediğinde herkes başını önüne eğdi. Piraye “Meryem Teyzem ben kimseye demeden daldım içeri hem geldiler peşimden sen merak etme,” dedi.
Annem “Getirmediniz beni buraya bir de kızım bir ay öylece yatmış,” dedi ağlamaklı sesiyle. Duygusal hava başlayacakken Pamir “Oyy yeter da ne zaman çıkıyor Piraye hastaneden?” diye sordu.
Bu sırada odaya giren Yavuz “İsterse bugün,” dedi. Piraye “İsterse ne demek tabi ki de çıkacağım,” dedi. Alparslan abi “O zaman ben hemen gidip çıkış işlemlerini halledeyim,” dedi. Biz onu onayladıktan sonra erkekler dışarı çıktı biz de kızlarla eşyaları topladık.
Annem odadan çıkıp abimlerle giderken bende Piraye’ye baktım. “Emir nasıl?” diye sordum. Piraye “Yıkılmamaya çalışıyor,” dediğinde başımı salladım. Gerisini sonra konuşurduk abimlere anlattıktan sonra falan.
Yaklaşık bir saat içinde eve gelmiştik annem , Piraye’nin üstüne titrerken biz de öylece oturuyorduk. Piraye’nin kulağına doğru “Bir şekilde herkese anlatmam lazım yardım et bana,” dediğimde başını salladı.
Emir ve Turan da buradaydı ben gelmelerini istemiştim. Ben kendimde konuşacak güç bulamazken Piraye büyük bir güç ile “Hepiniz beni biraz dinler misiniz?” diye sordu.
Alparslan abi “Söyle güzelim,” dedi ayakta iken bunun üzerine Piraye “Herkes bir otursun öyle konuşacağım,” dediğinde herkes oturdu. Annem başı öne eğik bir şekilde oturuyordu. Daha yeni gülen kadın Piraye böyle deyince neden durmuştu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT FARKLI HAYAT
Teen Fiction2 Asker, Savcı ve Doktor Birbirinden farklı dört hayatın hikayesi.