38. BÖLÜM

1.8K 92 15
                                    

UMAY’IN ANLATIMINDAN;

Dün yapılan plandan sonra abimler sabaha yakın çıkmışlardı yola. Bizde onlardan 2-3 saat sonra yola çıkmıştık. Sebebini bilmiyorum ama bize böyle emir gelmişti. Alfa timi hazır olunca helikoptere binmiştik. Hepimiz ciddi ciddi durunca Can “Çok ciddiyiz hoşuma kaçmadı bu,” dedi.

Nazlı “Can ne diyorsun eğlenceye mi gidiyoruz, savaşa mı?” dediğinde Yasir “Eğlenceye,” dedi. Biz mal mısın bakışı atarken Yasir “Hanımlar beyler karşınızda Argej’in sağ kolu Agit var ne diyorsunuz?” diye sordu. Piraye “Yasir ne yaptın hemen anlat,” dedi.

Yasir “Şimdi şöyle ki bunlara minik bir sürpriz yapıp adam gönderdim,” dedi. Ben “Dur tahmin edeyim topladın taburdan askerleri buna gönderdin değil mi?” diye sorduğumda başını salladı. Nazlı “Meteler timi onları öldürebilir ne yaptın sen?” dedi telaşla.

Yasir aynı rahatlığıyla “Şimdi şöyle ki bu salak bana çok güvendiği için onları içeride tutacak. Dışarıda asıl teröristler var. Dışarıdaki terösristlerin bir çoğu halledildikten sonra,” dedi ve durdu. Telsizi eline alıp “Akın Binbaşı, Alfa timi Efe konuşuyor,” dedi. Abim ne alaka diye düşünürken Yasir “Teslim olun,” dedi.

Ben “Ne diyorsun sen?” diye sordum. Yasir “Akın abi ile anlaşıp içeri girmelerini istedim. Biz gittiğimizde o zafer kazandım sanacak. Dışarıdakileri öldürdükten sonra içeri gireceğiz zaten içerisi full Türk askeri olacak,” dedi. Piraye “Yasir helikopterden ininci anlından öpeceğim,” dedi. “Bende öpeceğim hatırlat,” dedim bende.

Yasir başını salladıktan bir müddet sonra helikopter indi. Gideceğimiz yere gelince hepimiz mevzilenip adamları tek tek indirmeye başladık. Susturucu taktığımız için ses gitmiyordu. Herkesin öldüğüne ikna olduktan sonra içeriye doğru ilerlemeye başladık.

Kapının önündeki iki kişiye silahı doğrultunca Yasir “Hop hop nişancı dur bakayım Türk askeri onlar,” dedi. Yasir’e “Emin misin?” diye sorduğumda askerler kapıyı açıp “Buyurun içeri geçin,” dedi. İkna olduktan sonra içeri girdik. Piraye ve ben önde diğerleri bir adım arkamızda ilerliyordu.

Argej’e yaklaştığımızda Piraye bana baktıktan sonra “Selam gençlik,” diye bağırdı. Bende “Genç demeyelim be aralarda yaşlılar var,” dedim. Artık sesimizi değişmemize gerek yoktu. Argej tam anlamıyla elimizdeydi ne de olsa. Üç yıldır verdiğimiz savaş sona eriyordu.

Askerler dikkat çekmemek için silahları bize doğrulttuğunda ben gülüyordum. Her ne kadar maskeden belli olmasa bile. Meteler timinin hepsi kolları yukarı bağlı ve ayakları bağlı şekilde duruyordu.

Ben “Argej karşında Özel Alfa Timi var,” dedim. Argej “Vay canına ne etkileyici değil mi?” dedi sonra devam etti. “Dışarıdaki adamları imha etmeyi kolay başarmış olmalısınız ama asılları burada,” dedi.

Piraye “Ay Argej biliyor musun hayatında ilk defa doğru bir şey dedin,” dediğinde hepimiz gülüyorduk. Argej “Gebertin şunları,” dediğinde Yasir “Emiri duydunuz aslanlarım denileni yapın,” dedi. Hepsi birden Argeje doğru dönünce o ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Can “Aaa Agit ama neden öyle dedin ki şimdi?” dedi gülerek. Nazlı “Lütfen ama Yağız kardeş onlara daha ne diyebilirdi ki,” dedi. Bildiğin adamla dalga geçerken Can “Ayıp ettin Aybüke, kardeş falan,” dediğinde Piraye “Sonra cilveleşin lütfen,” dedi.

Argej “Siz şimdi kuş kadar aklınızla bana oyun mu oynadınız?” diye sordu. Biz başımızı sallarken Argej “Daha gerçek adımı kullanmaya korkuyorsunuz ama oyun oynamışsınız,” dedi. Piraye “Dilersen kullanalım gerçek adını Argej,” dedi.

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin