47. BÖLÜM

1.3K 60 17
                                    


PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;

Evlilik teklifinin üzerinden 2 gün geçmişti. Abimlerin haberi olduğu için söylemek için ekstra bir çabaya girmemiştim. Şimdilik herkes her şeyi biliyorlardı. Peş peşe düğünler oluyordu ailemizde ve peş peşe de güzel haberler geliyordu.

Son aldığımız güzel haber ise Vera’nın hamile olduğuydu. Abimlerin hemen hemen aynı zamanda çocukları olacaktı. Umay ile 2. Kez hala olmanın mutluluğunu yaşıyorduk. O haberin üzerine bugün düğünümüz vardı. Biricik ikizim evleniyordu. Düğünde güzelce eğlenecektik.

Şuan hepimiz kuaförde hazırlanıyorduk. Kızı evden alma işini Umayların evinden alarak yapacaktık. Ben saçımı yaptırıyordum şuan da Umay da elbisesini giyiniyordu. Umay lacivert bir elbise giyinmişti. Ve gri bir şal takmıştı. Ben ise hafif açık bir mavi elbise giyinmiştim.

Abimlerin ve Emir’in laf edeceğinden adım kadar emindim ama onları takmadan giyiniyordum bu elbiseyi. Saçımı da topuz yaptırmıştım. Biz hazır olduktan sonra gelin de hemen hemen hazırlanmıştı. Kuaför salonunda Hümeyra’nın kuzenleri, arkadaşları ve bizim kuzenlerimiz vardık. Kalabalıktık yani.

Hümeyra da hazır olunca Umay “Ayakkabıyı alalım,” dedi. O ayakkabıyı alıp sırayla bütün bekarların ismini yazarken bende Pamir’e gelip bizi almasını yazıyordum. Kuaförden alıp eve götürecekti bizi. Sonrasında ise direk kız almaya geçecektik. Düğünde fazlasıyla eğlenmek isteğimiz için erken bir saatte yapıyorduk düğünü.

Ben haber verdikten sonra fotoğraf çekilmiştik. Zaten hemen peşinden de gelmişlerdi. Ben “Umay gel kız kapıya çıkıp Pamir’i sömürelim,” dedim. Hümeyra “Siz erkek tarafısınız,” dediğinde Umay “Aman ne olacak hayatımızda kaç kere sömüreceğiz Pamir’i,” dedi. Ben de onayladıktan sonra kapıyı yarım açıp dışarı çıktık.

Pamir bize hayırdır bakışı atarken ben “Eee biricik ikizim öyle kolay giremezsin içeri,” dedim. Pamir gülerek “Ha şu mesele tamam,” dedi ve cebinden iki altın çıkarıp verdi. Umay “Pamir o kadar değildi,” dediğinde Pamir “Şimdi verem de sonra evin orada verirsiniz siz,” dedi. Umay ve ben ‘he he’ der gibi bakıp kapının önünden çekildik.

Pamir heyecanla içeri girerken biz de arkasından bakıyorduk. Turan, Umay’ın yanına giderken Çağın da benim yanıma gelmişti. Bana “Güzelim o elbise biraz açık değil mi?” diye sordu. Ben gülerek “Evet açık,” dedim. Çağın “Peki neden giyindin?” diye sordu. Bende “Sen yanımdasın abimler yanımda ve biricik ikizim evleniyor,” dedim.

Çağın “Yanımdan ayrılma,” dedi. Ben geçiştirir gibi başımı salladıktan sonra Pamir “Hadi gidelim,” dedi. Gözleri dolu doluydu neredeyse ağlamak üzereydi. Pamir’i ağlarken görmek imkansız gibi bir şeydi ama şuan neredeyse ağlayacaktı. Çok seviyordu onu belli.

Umay “İyi gidelim o halde,” dediğinde ben gerçek dünyaya dönmüştüm. Pamir “Piraye, Umay siz geliyorsunuz değil mi bizimle?” diye sordu. O kadar ciddi çıkmıştı ki sesi inanamamıştım. Pamir’i böyle görmeye hiç alışık değildim. Umay da fark etmişti durumu bana bakıyordu.

Ben “Evet biz geleceğiz Pamir,” dedim. Evde uzun bir konuşmam gerekecekti gibi gözüküyordu. Araba da biz Umay ile ön koltuğa oturmuştuk. Ben aracı kullanıyordum. Gelin ve damatta arkada oturuyordu. Yol boyunca Pamir, Hümeyra’nın elini tutup ona baktı. Onu böyle gördükçe ağlayasım geliyordu nedensizce.

Eve geldiğimizde Umay “Hümeyra sen babanla bizim eve geç biz biraz sonra almaya geliriz,” dedi. Hümeyra geçerken biz de Pamir ile bizim eve geçtik. Abimlerin Pamir’e övgüsünden sonra ben “Pamir seninle konuşalım mı?” diye sordum. Alparslan abim “Ağlamayın sakın,” dedi. Biz ona bir şey demeden odaya geçtik.

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin