PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;
Kaçırılma olayının üzerinden bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında taşınmıştık. Kunduz denen adam’ın dedikleri her ne kadar sinirimle oynasa da sakin kalmayı başarmıştım. Zamanı bekliyordum. Bu dediklerini kullanmak için zaman vardı ve bunu beklemem lazımdı. Umay’a da bu olaylardan ötürü bir müddet izin verilmişti. Sonrasında işinin başına dönecekti.
Çağan abim ve Papatya da temelli bizimle yaşamaya başlamıştı. Çağan abim uzun bir aradan sonra askerliğe geri dönmüştü.
Benim ise işim olup olmadığı bugün belli olacaktı. Kaçırıldıktan sonra hastane ile görüşmüştüm fakat benimle ilgili kararı sonra vereceklerini söylemişlerdi. Bugün de o kararı öğrenmek için hastaneye gidecektim. Ayrıca bugün yeni evimizdeki ilk misafirimizi ağırlayacaktık.
Turan’ın ailesi Mardin’deydi ve artık onlarla tanışmak istiyorduk. Akın abi onları bize davet etmişlerdi. Evlerimiz yan yana olduğu için bize diyorum. Havalar daha tam soğumadığı için bahçede masaları birleştirip yemek yiyecektik.
Sabah erkenden uyanıp kahvaltı hazırlamıştım. Abimler ile kahvaltı falan ettikten sonra Papatya’yı okul servisine bindirip okula gönderdim. Sonrasında bende hazırlanıp evden çıktım. Umay evde hazırlıklar yapacaktı bende hastaneye gidip döndükten sonra ona katılacaktım.
Arabanın anahtarını Umay’dan aldıktan sonra evden ayrıldım. Yol boyunca müzik dinledikten sonra hastaneye varmıştım. Hastaneye girer girmez Yavuz ile karşılaştım. “Günaydınn,” dediğimde üzgün bir suratla bana baktı ve “Günaydın,” dedi.
Ona “Hayırdır Yavuz? İşten mi atıldım?” diye sordum. O da “Başhekimin yanına git öğrenirsin,” dedi. Başımla onu onayladıktan sonra başhekimin odasına gittim. İçeri girdiğimde hemen “Günaydın Piraye Hanım, çok vaktim yok o yüzden kararımızı söyleyip işime döneceğim,” dedi. “Buyurun,” dedikten sonra bir müddet bir kağıt aradı.
Bulduktan hemen sonra bana uzattı ve “Biliyorsunuz ki siz normal doktor değilsiniz. Bu yaşadıklarınız da normal bir doktorun başına gelecek şeyler değil. Malum teröriste falan bulaştınız. O yüzden sizi GATA’ya gönderme kararı aldık,” dedi.
Şaşırmamıştım bu karara “Bu kararınız beni şaşırtmadı açıkçası fakat bana sormadan beni GATA’ya sevk ettirmeniz pek hoş olmadı. Bunun kararını siz değil ben veririm. İyi günler,” dedim ve odadan çıktım.
GATA da çalışmak hayalimdi evet ama şuan onun zamanı değildi. Askeri doktorluğa dönmemin zamanı daha vardı. Bunları düşünürken karşıma Yavuz çıktı. “Öğrendin mi sonucu?” diye sordu. Başımı salladım. Sorgular gözlerle bana bakıyorken hemen cevapladım.
“Resmen bana senden normal doktor olmaz askeri doktorluğa geri dön dedi,” dedim alaya alarak. Yavuz “Nasıl yani? GATA da mı görev yapacaksın?” diye sordu. “Hayır tabi ki de, biliyorsun askeri doktorluğa dönersem GATA da çalışmam bir time bağlı olarak çalışırım. O yüzden şimdilik işsiz bir ev hanımı olmaya gidiyorum,” dedim.
Yavuz gülerek “Koskoca doktor Piraye Eyüboğlu artık ev hanımı he vay canına,” dediğinde bende gülerek “He valla,” dedim. Konuşmaya devam edecekken telefonum çaldı. Umay arıyordu. Yavuz’a baktığımda “Ben gideyim hastalarım bekler ev hanımı sonra konuşuruz,” dedi ve gitti. Bende telefona baktım.
Umay eve gelirken almam gerekenleri sıralamış ve yüzüme kapatmıştı. Hastaneden çıkıp markete uğradım siparişleri aldıktan sonra eve geri döndüm. Umay’a malzemeleri verdikten sonra kendi evime geçtim. Umay bütün yemekleri yaparken ben tatlı ve sarmayı yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT FARKLI HAYAT
Teen Fiction2 Asker, Savcı ve Doktor Birbirinden farklı dört hayatın hikayesi.