PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;
Pamir’e kız istememizin üzerinden 2 gün geçmişti hemen hemen. Biz bu 2 günde Trabzon’a gelmiştik. Bugün de Turan ve ailesi gelecekti. Abimler dün itibariyle gelmişti. Herkes toplanmıştı. Umay “Piraye sizde kalacaklar ya ev hazır değil mi?” diye bugün 50. Defa sormuştu.
Ben “Umay’ım yeter artık ilk defa misafir ağırlamıyorum her şey hazır,” dedim. Umay da tip tip baktı. Adım kadar emindim ki bunu az sonra tekrar soracaktı. Neyse ki sormasına gerek kalmadan Turan ve ailesi gelmişti. Havalimanından Çağın almıştı onları.
Gelmeden bir çok kez otelde kalmak isteseler de abimler ikna etmişlerdi. 2 gün sonra olacaktı kız isteme bu sürede bizde kalacaklardı. Kız istemenin sabahında da döneceklerdi. Bu 2 günde onlara Trabzon’u gezdirecektik.
Selamlaşma faslı biterken yol yorgunu oldukları için bir müddet yatmak istemişlerdi. Onları odalarına yatırırken bende Umay ile birlikte masayı kurmuştum. Umay “Gidip uyandırsak mı acıkmışlardır,” dedi. Ben bir şey diyecekken merdivenlerden inmeye başlamışlardı. Pamir “Geldiler gerek kalmadı,” dedi.
Onlar yemek yerken bizde yanlarında oturup çay içiyorduk. Pamir sıkılmış olacak ki “Piraye böyle sıkıldım kalk da tavla getir,” dedi. Ona göz devirirken Umay “Pamir iş çıkarma,” dedi. Mustafa amca “Varsa getirin de oynayalım,” dedi. Turan “Baba herkesi yeneceksin yine,” dedi.
Mert abim “İyi mi oynuyorsunuz?” diye sordu şaşkınca Dilan “Babamın böyle durmasına bakmayın kahveye bile gider,” dedi. Pamir “Yok ben inanamam hem beni yenemez,” dedi. Mustafa amca “Getir tavlayı da alayım boyunun ölçüsünü,” dedi.
Ben hemen içeriden tavlayı getirdim. Umay da çayları getirdi. Onlar oynamaya başlayınca Umay ile ben başlarından aşağı hamleleri izliyorduk. Umay “Pamir net yenilir,” dedi. Ben onu onaylarken Pamir “İkinizde boş yapmayın adam çok iyi oynuyor,” dedi.
Ben “İyi oynamıyor birkaç basit taktik yapıyor,” dedim. Mustafa amca son hamleyi yapıp Pamir’i yendiğinde Pamir hışımla kalkıp “Piraye hanım buyurun yenin o zaman,” dedi. Ben “Mustafa amca isterse oynarım,” dedim.
Mustafa amca “Erkek tavlası ise oynarım,” dedi. Ben “Kız tavlası bilmiyorum ben,” dedim ve karşısına geçip oturdum. Alparslan abim içeriden yanımıza gelip bana “Al bakalım,” dedi içeriden getirdiği tesbihi elime bırakacak. Umay “Abi ne yaptın şimdi Piraye’yi kimse yenemez,” dedi.
Turan “Abartma,” dediğinde biz oynamaya başladık. Oyun biraz uzun sürmüştü ve kazanan ben olmuştum. “Üzgünüm Mustafa amca ama bunu yapmazsam bu oyun bitmez,” diyerek tavlayı kolunun altına verdim. Abimler gülerken beni tanımayanlar şaşkınca bana bakıyordu.
Umay “Hiç öyle bakmayın Piraye ile ben yıllarca okul çıkışları kahvehaneye gidip tavla oynardık,” dedi. Turan “Siz ne yaşıyordunuz lisede?” diye sorunca Mert abim “Ne yaşamıyorlardı ki,” dedi. Ben “Eee o kadar abi ile büyüyünce normal olmamızı beklemeyin,” dedim.
Herkes gülüyordu. Mustafa amca “Beni ilk defa biri yendi,” dedi mutsuzca. Gülşah teyze “Her şeyin bir ilki vardır Mustafa,” dedi. Herkes gülüyordu. Dilan “Neyse ya oynadık bitti nereye gideceğiz?” diye sordu. Gülşah teyze “Kızım dur yen geldik daha,” dediğinde Dilan “Anne zaten 2 gün buradayız bırak yeni gelmeyi,” dedi.
Hepimiz Dilan’ı onaylarken herkes bir fikir söylemeye başladı. Umay “Size uyar mı bilmem ama dilerseniz önce Eren Bülbül’ün mezarlığına gidelim,” dedi. Turan “Çok iyi olur,” dedi. Hepimize uyduğunda fikir hazırlanmaya gitmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT FARKLI HAYAT
Teen Fiction2 Asker, Savcı ve Doktor Birbirinden farklı dört hayatın hikayesi.