27. BÖLÜM

2.7K 140 15
                                    

1 HAFTA SONRA

PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;

Bir haftadır herkes sakindi. Herkes işine dönmüştü. Ortalık şu anlık sakindi. Ben bir haftadır evde dinlenme halindeydim. Eftelya ile evde vakit geçiriyorduk. Meryem Teyze dönmüştü. Baran abi bizimleydi henüz ama o da dönecekti yakında. Dilan ve Kübra da gitmişti okullar açılacağı için. Şu anlık durumlar böyleydi.

Bugün bir hafta sonunda hepimiz bir araya gelecektik. Emir’i bir haftadır görmemiştim. Sadece telefonda konuşmuştuk onu da kısa kesmişti. Bugün ne durumda olduğunu göreceğim için mutluydum. Sabahtan beri Umay ve Eftelya mutfakta bir şeyler hazırlıyorlardı. Benimde önüme malzemeleri koyup sarma sarmamı istemişlerdi. Ayakta fazla durmamı istemiyorlardı bu yüzden oturduğum yerden işleri yapıyordum.

Sarma sarmam bittikten sonra tepsiyi alıp mutfağa girdim. Kızlar baya bir şey hazırlamışlardı. Umay tepsiyi elimden alarak “Sen neden kalktın bana seslenseydin ben gelir alırdım,” dediğinde ona “Savcım artık yetmez mi artık bir hafta oldu iyileştim artık,” dedim. Umay bana bakıp “Eyi tamam,” dedi. Sonrasında masayı kurmuştuk. Bu akşam abim, Akın abi, Baran abi, Pamir, Turan ve Emir olacaktı yemekte. Kısacası aile yemeği gibi olacaktı.

Umay “Piraye bir düşüncelisin hayırdır?” diye sorunca ona baktım “Emir’i düşünüyordum,” dedim. Eftelya “Bir haftanın üstüne ilk defa göreceksin ondan mı heyecan yaptın?” diye sorduğunda “Heyecanı bilmem de onu üzgün görmeye dayanamayacağım diye endişe ediyorum,” dedim. Umay tam bir şey diyecekken kapı çaldı. Umay “Ben bakarım,” deyip kapıya gittikten beş dakika sonra diğerleri ile birlikte geri dönmüştü.

Herkesi es geçerek Emir’e bakıyordum. Önce gözünü herkesin üzerinde gezdirdi sonrasında bana bakmıştı. Hafif bir tebessüm gönderdiğimde o da bana gülümsemişti. Abim “Ben açlıktan geberiyorum hiç oturmadan masaya geçsek,” dediğinde Umay “Buyurun geçin,” demişti. Ben mutfağa yardım için gittiğimde Umay “Hiç boş yere gelme git otur bugün iş yok sana,” demişti. Her ne kadar ısrar etsem de beni masaya geri göndermişlerdi.

Masaya döndüğümde abim “Hayırdır iş yaptırmadılar mı?” diye gülerek sormuştu. “Bunlara sen demediysen iş yaptırma diye ben bir şey bilmiyorum,” dedim. Abim gülerek “Bilmem,” dediğinde hafif bir sinirle yerime oturdum. Biraz sonra Umay ve Eftelya elinde çorba kaseleriyle gelmişti. Herkese ikram ederken kapı tekrar çalmıştı. Bu sefer ben ayağa kalkmış. Kimseye fırsat vermeden kapıyı açmıştım.

Karşımda Akif Bey gördüğümde ona “Senin ne işin var burada?” diye sormuştum. Bir haftadır sessizdi ve bugün mü gelmişti. Akif Bey “Sana ona gerçekleri söylersen canını yakarım demiştim. Şimdi buraya onun için geldim,” dediğinde anlamaz bakışlarla ona bakıyordum. Bu sırada Pamir “Piraye kim geldi?” diyerek kapıya gelmişti.

Akif Beyi gördüğünde “Sen ne yüzle buraya geldin lan?” diye sormuştu. Onu takmayarak elime bir zarf verdi “Şimdi al bu zarfı ve oku,” dediğinde ona “Ne var bu kağıtta?” diye sormuştum. “Canını en derinden yakacak o gerçekler var,” demişti. Sonrasında “Ben şimdi bu şehirden gidiyorum ama bir gün çocuklarımın yanına geri geleceğim,” demiş ve gitmişti. Pamir ve ben birbirimize bakıyorduk.

İçeri geçtiğimizde abim “Giden gelmiyor nedur bu kim geldi?” diye sorduğunda Pamir “Akif Bey geldi,” demişti. Masada ki herkes ayağa kalktığında ben “Oturun gitti. Hem de bu şehirden,” dedim. Umay “Gerçekten gitti mi?” diye sorduğunda başımı salladım. Abim “Madem gitti sana ne oluyor?” diye sorduğunda elimdeki zarfı göstererek “Bunu verip öyle gitti,” dedim. Abim elimdeki zarfa bakıp sonra bana baktı.

Bir müddet öyle durduktan sonra kağıdı açtım. İçinde üç tane kağıt vardı. Herkes merakla beklerken ben bir tane kağıdı elime aldım içinde yetiştirme yurdu evlat edinme başvuru kağıdı vardı. Üzerindeki ismi okuduğumda şaşkınca bakıyordum. Abim “Piraye ne oldu güzelim ne o elindeki kağıt?” diye sorduğunda sesim titreyerek “Evlat edinme başvuru kağıdı,” dedim.

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin