FİNAL

2.6K 102 49
                                    

7 YIL SONRA

YAZARIN ANLATIMINDAN;

Her şeyin üzerinden 7 yıl geçmişti. Hepsi bir yerlerdeydi. Neredeyse hepsinin rütbesi artmıştı. Alparslan ve Sare Eyüboğlu çiftinin ikizleri büyümüştü. Elvin çok güzel bir kız olurken Ege de yakışıklı bir çocuk olmuştu.

Akın ve Vera Keskin çiftinin Vuslat adında bir kızları olmuştu. Vuslat adını Akın koymuştu kızına. Kızları doğunca Vuslat’a ermişti.  Baran ve Dilan evlenmişti. Onlarında Tuğra adında bir erkek çocukları olmuştu. Henüz 4 yaşındaydı minik Tuğra.

Kübra da bu yıl evlenmişti mutlu bir yaşamı vardı. Pamir ve Hümeyra’nın 2 çocukları olmuştu. Bir kız bir oğlan. Kızlarının adı Amine’ydi. Oğullarının adı ise Merih. Çok mutlu bir hayatları vardı. Şimdi gel gelelim bizim en baş karakterlerimize. Onları ben değil de Umay anlatsın size.

UMAY’IN ANLATIMINDAN;

Hayatımızın acısıyla tatlısıyla 7 yılını geride bırakmıştık. Herkes bir yerlere gelmişti. Turan ve Çağın, Kıdemli Binbaşı olmuşlardı. Piraye ise yüzbaşı olmuştu. Hepsi güzel yerlere gelmişti. Bende savcılıkta kıdemlenmiştim.

Şuan tatil günümdeydim. Meteler timi her zamanki gibi bir operasyondaydı. Piraye’nin ikizleri de bugün bizimleydi. Benim üçüzlerim olmuştu. İkimizde aynı gün doğum yapmıştık. Doğdukları günden beri beşiz gibi büyüyorlardı.

Piraye ve Çağın’ın çocukları Karan ve Kayra idi. Bir kız bir erkek çocukları olmuştu. Karan’a ismini babası verirken Kayra’ya ismini ben vermiştim. Benim 2 kız 1 erkek çocuğum olmuştu. Lavinya, Tomris ve Teoman. Lavinya ismini Piraye koymuştu. Oğlumun ismini Turan koymuştu. Tomris ismini ise ben koymuştum.

Bizim hayatımız şimdilik böyleydi. Şimdi asıl final bölümüne başlayalım bakalım. Asıl olaylar Meteler timinin operasyona gitmesiyle başlamıştı.

PİRAYE’NİN ANLATIMINDAN;

“Saat 3 yönünde 2 kişi var,” dedim kulaklığa doğru. Tim o tarafa doğru ateş ederken teröristleri tek tek öldürüyorduk.  Yaklaşık 5 gündür sahadaydık. Bir kampı çökertmiştik. Şimdi bu son kampı da çökertip evimize dönmek için saat sayıyorduk.

Çocuklarıma kavuşmak için dakika sayıyordum adeta. Tabi bir de karnımdaki bebeğime kavuşmak için zaman sayıyordum. 2 aylık hamileydim ve bu muhtemelen son operasyonum olacaktı. Yani bebeğim doğana kadar ondan sonra devam edecektim operasyonlara.

Bunları düşünürken aynı zamanda da terörist avlıyordum. Kulağıma Turan’ın sesi geldi. “Piraye sana doğru gelen 10 kişi var dikkat et,”. Bunu duyar duymaz dikkatli bir şekilde teröristleri indirmeye başladım.

Yanıma Çağın gelince durumumuz biraz daha iyiydi. Tek başıma 10 adamı öldürmem zordu. Çağın “İyi misiniz?” diye sorduğunda ona “İyiyiz de şunlar geberirse daha iyi olacağız,” dedim. Çağın “Geberecekler sen merak etme,” dediğinde gülümsedim.

Biz bu şerefsizleri geberttikçe çoğalıyorlardı. Bitmek bilmiyordu namussuzlar. Ben tam ateş ettiğim sırada kulaklığa “Oğuz vuruldu,” diye bir ses geldi. Dursun’un sesiydi bu. Çağın’a “Beni koru Oğuz’un yanına gitmem lazım,” dedim. Başını salladığında ben Dursun’a “Yerinizi tarif edin yanınıza geleceğim,” dedim.

Dursun tarif ettikten sonra ben giderken aynı zamanda da ona yapması gerekeni söylüyordum. Tam yaklaştığım sırada sol tarafımda bir sızı hissettim. Kulağımda Çağın’ın sesi vardı. Zar zor algılıyordum dediklerini. Bana sesleniyordu.

“Piraye cevap ver,” dediğini duyduğumda zorla da olsa konuştum. “Bu-buradayım,” dedim. Çağın “PİRAYE BENİ DİNLE SAKIN KAPATMA GÖZLERİNİ,” diye bağırdı. Kendimi zor tutuyordum. Gözlerim kapanıyordu.

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin