50. BÖLÜM

1.3K 60 76
                                    

1 AY SONRA

UMAY'IN ANLATIMINDAN;

Evlenmemin üzerinden bir ay geçmişti. Daha yeni evliydim. Hepimiz peş peşe sırayla evleniyorduk. Şimdi de Piraye'nin nişanı vardı. Bu kadar geç yapmalarının sebebi bizim düğün olaylarıydı. Ancak onlara sıra gelmişti.

Sabahtan beri hazırlık var demek isterdim ama hepimiz işlerdeydik. Öğleye kadar çalışıyorduk. Bir haftadır her akşam hazırlık yapıyorduk. Bu akşam ise sadece bizim hazırlanmamız kalmıştı. Piraye işten çıkar çıkmaz kuaföre geçecekti. Hümeyra ile beni de alıp tabi ki.

Sare ve Vera evde hazırlanmayı tercih etmişlerdi. Eftelya da bize sonradan katılacaktı. Dursun bırakırdı onu kuaföre. Ben bunları düşünürken aynı zamanda da dosyalarımı topluyordum. Piraye yarım saat içinde geleceğini haber vermişti.

Dosyalarımı toplama işim bittikten sonra Hümeyra'nın odasına gittim. O da hazırlanmış beni bekliyordu. Onu da alıp aşağı indiğimizde Piraye çoktan gelmişti. Arabaya bindiğimizde Piraye direk harekete geçirdi.

Hiç konuşmadan kuaföre geldiğimizde Piraye derin bir nefes alıp "İçimde kötü bir his var," dedi. Ben "Hayır olsun inşallah," dediğimde Piraye "Amin," dedi ve araçtan indi. Kuaföre girdiğinde Eftelya çoktan gelmişti.

Piraye hızlıca üstünü giyinmeye geçerken biz de diğer hazırlıkları yapmaya başladık. Piraye giyinince biz de sırayla giyinmiştik. Piraye, pudra rengi çiçekli bir elbise giyinmişti. Ben de lacivert taşlı bir elbise giyinmiştim. Lacivert bir de şal takmıştım.

Piraye saçını güzel bir topuz yaptırıp makyajını da yaptırınca hazır olmuştuk. Hep birlikte eve geçtiğimizde Piraye bir sağa bir sola dolaşıyordu. İnanılmaz stresliydi garibim. Biz geçmiştik o yollardan sıra ondaydı.

Abimler ve herkes gelince Çağın'ın ailesini beklemeye başladık. Öz ailesi bizdik ama onu yetiştiren babası isteyecekti kızı. Tuğgeneral ve ailesi gelecekti. Onları bekliyorduk. Kapı çalınca Piraye stresli bir şekilde kapıya gitti.

Kapıyı açmadan önce derin bir nefes alıp açtı kapıyı. En önde Erdem Komutan vardı. Arkasında eşi ve Kübra vardı. En arkada da Çağın vardı. O da stresli gözüküyordu. Hepsini içeri geçirdiğimizde Çağın çiçek ve çikolatayı elimize vermişti. İçeri geçtiğimizde klasik başlama sohbeti yapılıyordu.

Sohbet ilerlerken Piraye kalkıp mutfağa geçmişti. Ben de peşinden gitmiştim. Mutfağa girdiğimde Piraye "Umay bu akşam kötü bir şey olacak hissediyorum," dedi. Ben "Ne olabilir ki ay yüzlüm?" diye sorduğumda bilmediğini söyledi. Kahveleri hazırlarken stresten çok korkulu gözüküyordu.

Ben onu durdurup "Piraye sakin ol bir şey olmayacak," desem de durmamıştı. Kahveleri götürdüğünde bile korku okunuyordu gözlerinde. Çağın'ın kahvesini verdiğinde herkesin gözü ona dönmüştü. Çağın direk kafasına diktiğinde Pamir "Olmadı bu beğenmedim içmemen benimde kardeşimi vermemem lazımdı," dedi.

Piraye "Pamir ne diyorsun?" diye kızınca Pamir omuz silkti. Kahveler içildikten sonra Erdem Komutan "Gel gelelim sebebi ziyaretimize," dediğinde Mert abi "Gelelim komutanım," dedi. Erdem Komutan "Allah'ın emri Peygamber efendimizin kabri ile kardeşin Piraye'yi oğlum Çağın Emir'e istiyorum," dedi.

Mert abi tam bir şey diyecekken "Ya da istemiyorum ya emir veriyorum vereceksin kızı," dedi. Herkes gülerken Mert abi "Her konuda emirinize itaat ederim komutanım ama kardeşim konusunda asla," dediğinde Piraye gülerek abisine baktı.

Mert abi "Hem siz emir vermeseniz bile veririm kardeşimi," dediğinde Çağın tuttuğu nefesi verdi. Herkes ayağa kalktığında dualar edilmiş yüzükler takılmıştı. Onlar büyüklerin elini öpüp sarılırken kapı çaldı. Ben açtığımda kapının önünde Piraye'nin babaannesi, dedeleri, anneannesi ve tanımadığım biri vardı.

DÖRT FARKLI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin