"Çocukların üniversiteye başlama zamanları"
YAZARIN ANLATIMINDAN;
Hayat her şeye rağmen akıp gidiyordu. Çocuklar zorluklara rağmen büyümüşlerdi. Meslek seçecek yaşa gelmişlerdi diyebiliriz. Hepsinin aklında vardı meslekleri. Hatta bunlar için çalışmalara bile başlamışlardı.
Karan ve Kayra, buruk bir çocukluk geçirseler bile mutluydular. Babaları onlara çok iyi bakmıştı. Lavinya, Tomris ve Teoman da mutluydular. Hep birlikte büyümüşlerdi zaten. Hayatları hep birlikte geçmişti.
Onlar şuan her sene olduğu gibi Trabzon’a gelmişlerdi. Ailecek her yıl doğum günlerinde Trabzon’a geliyorlardı. Bu yıl da gelmişlerdi. Her yere beraber gidiyorlardı bizim beşizler. Fakat bu sene Tomris ve Kayra onlardan ayrı durmaya alışıyorlardı.
Hepsi sebebini merak ediyordu ama cevap alamıyorlardı. Ta ki bugüne kadar. Bugün Karan sonunda Kayra’yı tutup ne olduğunu anlatmasını istemişti. Kayra mırın kırın etse de en sonunda dayanamamış ve anlatmaya karar vermişti.
Kayra “Bizimkilere haber ver hepimiz konuşalım,” dedi. Karan onu onaylarken diğerlerini aradı. Hepsi toplanınca eskiden Piraye, Pamir ve Umay üçüzlerinin gittiği ama şimdi çocuklarının yeri olan o ağaç eve gittiler.
Orayı üçü birlikte inşa etmişlerdi. Evlerine yakın bir ağaçlığın içinde minik bir kulübeydi başta sonradan süslemeler ile minik bir eve dönüştü. Şimdi ise onların çocukları kullanıyordu orayı. Onlar da eskisini bozmayarak kendilerinden bir şey katarak tamir etmişlerdi orayı.
Ne zaman önemli bir konu konuşulsa oraya giderlerdi. Şimdi de önemli bir konu konuşacaklardı. Oraya geldiklerinde Tomris “Kayra emin misin?” diye sordu. İkisi de alacakları tepkiden korkuyorlardı. Kayra “Eminim,” dediğinde herkes pür dikkat onları dinlemeye başladı.
Kayra “Biz Tomris ile sizden ve bizimkilerden gizli bir şey yaptık,” dedi. Teoman “Onu fark ettik zaten ne yaptınız?” diye sorunca Tomris “MSÜ sınavı sonuçlarımızla tercih yaptık ve mülakata girdik,” dedi tek nefeste.
Lavinya “Ne zaman?” diye sordu. Tomris “2 Hafta önce Baran dayımlara gitme sebebimiz oydu,” dediğinde Teoman ve Lavinya tebrik etmişti onları. Karan suskun taraftaydı. Kayra ikizinin yanına çöktü. Düşünceli duruyordu. Son konuşulanları duymamış gibiydi.
Kayra, Karan’ın omuzuna dokununca kendine gelmişti. Ona bakıp “Sen ne düşünüyorsun?” diye sordu. Karan sinirli bir şekilde “Bana şimdi mi soruyorsun? Kararı vermişsin zaten,” dedi ve gitti. Kayra şaşkınca arkasından bakarken aynı zamanda da ağlıyordu.
Diğerleri de şaşkındı. Tomris “Kayra istersen ben gideyim peşinden,” dedi. Kayra hemen başını iki yana salladı ve “Ben giderim,” dedi. Koşarak çıktı oradan ve Karan’ın yanına gitti. Oradan çok fazla uzaklaşmazdı.
Diğerleri de peşinden gidiyorlardı. Kayra, Karan’ın oturduğu ağacın dibine geldiğinde diğerleri bir köşede durdu. İkisini yalnız bırakmak istemişlerdi. Karan ağacın dibinde ağladı ağlayacak şekilde bekliyordu.
Kayra “Çonaşkimi,” dediğinde Karan başını kaldırdı. Ona baktı dolu gözlerle. Kayra yanına çöktü ve başını omuzuna koydu. Sonra da konuşmaya başladı. “Çok mu kızdın senden habersiz iş yaptım diye?” sorduğunda Karan derin nefes aldı.
Cevap vermedikçe Kayra’nın gözlerinden yaşlar akıyordu. Karan kardeşinin ağlamasına dayanamadı ve başını kaldırıp sarıldı ona. “Kızmadım şuri de korktum sadece,” dedi. Kayra “Annem gibi olurum diye mi?” sorduğunda Karan başıyla onayladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT FARKLI HAYAT
Novela Juvenil2 Asker, Savcı ve Doktor Birbirinden farklı dört hayatın hikayesi.